24 May 2013

Borakuş 30 Aylık

  Artık kendide biliyor büyüdüğünü.İki lafından biri ben büyüdüm anne!Ben bebekken şöyleydim , şimdi böyleyim diye kıyaslamalar bile yapıyor.Artık tam 2.5 yaşındasın küçük adamım.Unuttum bile geçmişi.Sanki bana anne diyen bu çocuk hep hayatımdaymış.Hep varmış gibi.Allahın izniyle hepte varolsun inşallah....

   *En büyük maceramız tuvalet mevzunu halletmiş olmamız.Tamamen hallolması 10 günü buldu.O kadar gözümde büyüyorduki , ben Borayı bez sevdalısı diye düşünürken şükür problemsiz atlattık.Bu Boradan kaynaklandı tabiki.Şimdi hiç kaçırmadan söylüyor artık.Zaten doğru düzgün kaçırmadıda.Az kaçırıp tutuyordu sonra tuvalete gitmek istiyordu.Kakada hiç problem olmadı.Benim endişem başka yerlerde ne yapacağıydı.Bunun için arada bizim tuvalete götürüyordum.Malum bizim gezmelerimizde 2 saat yol aralığı var.Ancak Bora neredeyse 2.5-3 saatte gidiyor tuvalete.Böylece dışardaki tuvaletler sorununu da çözdük.Geceleri ise bazen vızırdayıp kendi uyanıyor , bazen hiç kalkmıyor.Hiç müdehale etmedim ilk günler hariç.Sadece 2 kere kaçırdı yatağına.Ama sabah bir yapıyor  , lazımlığın haznesi kadar.Bu arada lazımlığın müzikli olması işe yaradı inkar edemem.

  *Diğer mevzu tuvalet sorununu çözen Boradaki özgüven patlaması sanırım.Sürekli ben büyüdüm , kendim yaparım , ben ben ben cümleleri işgal etmekte hayatımızı.Kendine güveni arttı sanki.Çokmu övdükte çocuğu bu hale getirdik bilemiyorum ama iyi oldu sanırım.

  *Tam bir sokak kuşu artık.Okuldan gel dinlen , Borayı dışarı çıkar.Evde neredeyse hiçbir etkinlik yapmıyoruz neredeyse.Dışarda sosyalleşmesi , çevreyle iç içe olası onunda bizimde daha hoşumuza gidiyor.Öğreneceğini yine öğreniyor zaten.Neredeyse ülke şartlarındaki 1. sınıf müfredatını tamamladık zaten :)

  Hep düşündüğüm o ki Borakuş şanslı bir çocuk.Köy gibi yerdeyiz işte.Burada hayvanları tanıyor , meyveleri ağaçtan topluyor , çocuklarla iç içe sürekli...Hafta sonları sahile iniyoruz.Deniz görüyor , kalabalık görüyor , şehir görüyor...Tatillerde Ankaradayız,Orada aile ve akrabalarımızı görüyor.Büyük şehir imkanlarından faydalanıyor.Üzülmekten vazgeçtim.Bora burada hiçbirşeyden mahrum değil çünkü.Ama yinede bu sene sondur hayırlısıyla...

  Diğer taraftan biryere gitmek ölüm.10 dakikalık mesafe bize 1 saati buluyor.Yavaş yürüyo , börtü böceği inceliyo , her gelen sesin sahibini arıyo , bilmem ne bilmem ne.Bahane çok valla.Bazen daralıyorum hadi Bora demekten.

  *Yemek diye bir sorun yok hayatımızda şükür.Önüne ne koysam yiyor tosunum.Zeytin , pekmezi terk etti o ayrı.Birde tanımadığı yiyecekleri tadarken bi tedirgin oluyor.Abur - cuburada bayılıyor ama almamaya çalışıyoruz.Simit sevdalısı oğlum benim.Anne et yap yanınada cacık yap diye siparişler bile başladı.Geçen gece çörek istedi.Tam uyku saati nasıl ağlıyor çörekte çörek.Tamam yat sabaha yapıcam dedim.Sabah gözünü açmış çörek yaptınmı bakıcam dedi!yuh sana ya...

  *Bu ay dans ayı oldu.Lazımlıkla dans etmeye başlayan Bora , artık her duyduğu müzikte başlıyor popoyu sallamaya.Ortam fark etmiyor.Yeterki müziği beğensin.Hemen olduğu yerde zıplayarak , popoyu sallayarak ve kollar bir oyana bir bu yana haydaaaaa

  *Beklenen an.Pipiyle oynamak bir tarafa popoyla oyun başladı artık.Birde seviniyor.Anne bak bezle elliyemiyordum kilotla elliyorum diye..

  *Korkuların biri bitiyo biri başlıyo.Yani korkumuz yollar ve arabalar.Kenar mantığını abarttı iyice.Araba sesi duyduysa tırmanacak yer arıyo ve kımıldamadan duruyo.Yeni bir aşma operasyonuna ihtiyacımız var.

  *veeee son azılarda çıktı.Alt iki son azı tamamdır.Kaldı üstler.Dişleri öyle güzelki yavrumun boşuna endişe etmişim yok dişi nolacak bilmem ne diye.Hay ben şu herşeye üzülen aklımı napayım!

  *Canı çok tatlı yalnız.Düşse yada ufacık yaralansa kıyamet kopuyor.Öptürüyor öptürüyor duruyor.Dün parmağını merceğinin camı kesmiş , minnacık bişey.Tam 50 kere öptük heralde.

 


Biricik arkadaşıyla beraber Bora.Annesi görse kızımın fotoğrafını kaldır diyecek ama çok seviyorum bu hallerini bücürlerin.Araları bu aralar bozuk olsada onlar beraber büyüdü , kardeş gibi.Canlarım.....

 *Artık 20 ye kadar sayıyor yeşil eriğim.Oyuna başlarken en güzeli 1-2-3 başlaaaaaa diye bağrıyor ya bayılıyorum işte o zaman.








 *Borakuşun ev tipi tünelli kaydırağı.İlk düşüşünü dönerli kaydıraktan olunca tünelli daha güvenilir geldi bizim garanticiye.Birde yüz üstü yatıyor içine salıyor kendini aşağıya.












  *Garanticilik demişken inanılmaz temkinli anlatamam.Çocuk her adımı her şeyi hesaplıyor.Planlamadan hiç birşey yapmıyor.Aksi bir durumda ise tahmin edersiniz yıkılıveriyor.Nası yay burcu anlamadım gitti.

   *Çok kibar , saygılı ve düşünceli.Sanki büyümüşte küçülmüş.İzin almadan hayatta bişey yapmaz almaz.Geçenlerde komşu çikolata veriyor.Üstelik ikinciyide vermek istiyor.Almadı.Bir tane yeter diye.Kuzum inciniyor bazen bu tutmundan hep başkalarının onu düşünmesini bekliyor.Geçen arkadaşlarla toplandığımızda tüm çocuklar teyzelerinden sakız almak için etrafına toplanmış , benimki bir köşede istemeye çekinerek düşünülmeyi bekliyor.İçim gidiyor o zaman.Çocukluğunu yaşamıyormu diyorum.üzülüyorum ama incine kırıla öğrenecek belki.Zamanla alışacak belki...



*Yine babasının yaptığı ev tipi baterisi.Emrah Sanatla ilgilenmesini çok istiyor.Bora başka olsun istiyor.Bir baba oğlu için ne isterse onu istiyor işte.Canı gidiyor Bora için.Belki tüm babalar gibi.Ama ben seviyorum onların aşkını.Baba- oğulu seviyorum...

19 May 2013

Yarık Damak

   Hocam dedi bizim burdada bir kız var aslında o da konuşaıyor yarık damak olmasın?Hatta eve kapatmış kendini kimse onu anlamıyor diye , içine kapanmış...
   Aradan bi hayli zaman geçti Kuran kursu hocası söyledi sonra.Bir kız var konuşamıyor o da yarık damak olmasın dedi.Okuldaydım.Aradım kızı bana göndersene diye.Hayalimde ona yardımcı olabilmek ve içimde koca bir heyecan.
  22 yaşında bir genç kız.Yaşıtları kendini beğendirme çabasına girmişken o yanına bir arkadaşını daha almış.Olaki konuştuğunu anlamazsam kendini anlatsın diye.
  -Hoca beni kurtar diyor , başlıyor ağlamaya.Ben-kurtarmak.Yok diyorum sadece tanışmak istedim , yol göstereyim dedim bir dur bakalım.
   Evet yarık damak.Küçükken bir ameliyat geçirmiş ama kulak burun boğaz doktoruna.Küçük dili yok.Götürün zamanla düzelir demişler.Sonrası ilgisizlik , buraların gelenekselliği.Konuşuyor yanlış anlaşılmasın.Ama genizden.(Okulda bir çocuk daha var onun gibi.Ama o talihsizin ameliyat parasını babası kumarda yemiş.)Dur diyorum ben buralarda bir doktor araştırayım sana haber gönderirim.
  Ertesi gün babası geliyor.Durumdan bahsediyor.Araştıracağımı söylüyorum sadece.Buralar öyle sizin bildiğiniz gibi değil.Burada insanlar fındığı , patpatı , tarlayı bilir sadece.Öyle gezeyim , çocuk hasta bakayım yok.Neden hem ihmal , hemde ulaşılabilirlik.Mesafeler uzak buralarda hayata.Herşeye bir yol kadar uzaksın.O yolki 15 yıldır bitmek bilmemiş.Türlü heyelanlara türlü canlara sebep olmuş.Üşenir olmuşlar sonra , yol hep gözlerinde büyümüş.Malum yurdumun her yerinde o özenli sağlık kurumları da yok.Karadenizde Samsuna gideceksin örneğin.Ne yol ne para ne yeri dert etmeyeceksin.Buda çok kolay olmuyor işte.Üstelik sağlık güvenceleri de yok.En kötüsü bu oluyor.Moralim bozulsada müdürümüz kaymakamlıktan ordan burdan toplarız diyor bişeyler.
  Derken Orduda plastik cerrah buluyoruz.Getirin bir bakayım diyor.Emrah Figen hanımı arıyor , dayanamayıp.Müsait olduğunda hemen dönüyor sağolsun.Durumu anlatıyoruz.Para işini sosyal hizmetlerden karşılanacağını , o işin kolay olduğunu söylüyor.Sonra kızı istiyor.Bir konuşayım , durum nasıl diyor.Kızcağızı bulup tekrar arıyoruz.Figen hanım belli seslere odaklı sorular soruyor.Netice:hemen bana getirin.Bu işi oralarda yapamazlar , yaşı da baya büyük diyor.Üstelik konuşma terapisi görmesi gerek diyor.Ameliyatında da hatalar olabilirmiş.
  Ailesine söylüyoruz.Baba pek yanaşmasada Ankara işine yeşil kart çıkarmak için kolları sıvıyor.
  Dün öğrendikki yeşil kartı tamam Cansu'nun.Bakalım zaman ne gösterecek.