31 Eki 2012

Yine Yeni Kitap

  Elma Yayınevi'nin kitabı bu sefer.Zaten iki tane okul öncesi kitabı var.Açıkcası ben yine baıldım.Çok farklı,soyut ama yaratıcı bir kitap.Durup durup okuyorum.Tavsiye edilir.buradan bakabilirsiniz.




Ayrıca ;






 Bir Aydede hastası olan Bora için süper bir öykü.Yine YKY yayınlarının.











Ördek Nerede? serisinden sonra 1001 şeyi bulun serisine Çiftlikle başladık.Daha Bora üzerinde denenmedi ama keyif alacağından eminim.








Favori kitaplarımdan.Penguen ve foka ayrı bir hayranlığı var Bora'nın.Deniz hayvanları sürekli onun hayalinde onunla oynar.İşte bu kitap bunun için.Defalarca ama defalarca okunanlar arasında.

21 Eki 2012

İkinci Traş

  Kulağı aktığından beri eli sürekli kulağında oğlumun.Belli kaşıntısı var.Ayrıca konak bir türlü bitmedi Borada.Yağ bezleri iyi çalışıyor anlaşılan.Bir diğeri de çok terliyor,en çok uykuda,geceleri.Bu sebepleri topladım ve beldenin berberine götürmektense ben keseyim dedim.E. uyuyordu o sıralar.Uyanık olsada izin vermezdi.O saçlı seviyor Borayı,kıyamıyor bir türlü.Bu sorunu ben usulca çözeyim dedim.Oturttum Borayı mama sandalyesine.Eline verdim boyalarla defterini.Dedim 'oğlum bak ben saçını kescem şimdi'.Gördüki kararlıyım,gık demedi.E.yetişti sonuna doğru.Birşey demedi de bazı yerlerini beğenmedi tabi.Düzeltmek için makası elimden aldı.(Hatayı kuru kesmekte yapmışım!)Kımıldayınca biraz fazla kesmişim.Çok yakışıklı oldu ama.Saç meğerse güzelliğini alıyormuş oğlumun.Tu tu maşallah sıpama:)





Bu da traş sonrası.Eline almış turşu bidonunu:
-Çantamı taşıyom,ben okula gidiyom.Gule gule anne!
Anlayacağınız,turşumu aldım koluma , çıktım okul yoluna...





Yarık Damak

  Yine gecikmiş bir yazıdır.Olay gerçekleşeli uzun zaman oldu.Bloğun kuruluş amacına uygun bir anı olduğunu düşünüyorum.
  Eşimin halasının arkadaşı.Yaklaşık 33 yaşında,evli ve iki çocuk annesi.Çocuğu okula başlamış ve okuması gecikmiş.Öğretmen anneyi sorumlu tutup'bu çocuk sizin konuşma  bozukluğunuzdan okuyamıyor,sesleri düzgün çıkarıp,yardımcı olamıyorsunuz'demiş.Kadıncağız çok üzülmüş ve o gün bu  kusurdan kurtulmaya karar vermiş.Kusur ne mi?Yarık damak.
  Şaşırmamak elde değil.33 yıl bir insan nasıl böyle yaşar.Başta ailesi ihmal etmiş,kendi ihmal etmiş bu ihmaller zincirine bir de eş eklenmiş.Yiyememiş,konuşamamış,içine kapanmış ve kendini soyutlamış tam 33 yıl.
  Halası bizi aradı yardımcı olur musunuz diye.Arayıp görüştük.Sonunda tedaviyi kabul etti ve Ankara'ya gitti.Hacettepe'ye Figen Hanım'a.Figen hanım da şaşırmış.İlk defa bu yaşta yarık damak hastası oluyormuş.
  Ameliyat başarılı geçmiş ve sağlığına kavuşmuş S. anne.Figen hanım izin istemiş hatta medyada olayı paylaşmak için.Sanırım kabul etmemiş.Bu hikaye de burda bitmiş.

  Normalde çok kızarım öğretmenlerin topu aileye atmasına ama sanırım bu olayda çok işe yaramış.Bir anne evladı için sağlığına kavuşmuş.Bir taşta iki kuş diye buna derim.Darısı şifa bekleyen herkese..

20 Eki 2012

Emine

  Bilmediğiniz diyarlarda,kara-kuru,minicik,gamzeli,zeytin gözlü bir köylü kızı Emine.Sınıfında tek Türkçe bilen,çekip çeviren,girişken,kendine güvenen Emine.Hani derler ya 'büyümüş de küçülmüş 'işte o cinsten.Öğretmeninin tek arkadaşı,sırdaşı,mutluluğu.Dokuz çocuklu ailenin sekizinci çocuğu.Kara kız Emine.
  Görünce gözlerimi ışıldatan,konuşunca yüreğimi ferahlatan ilk göz ağrım Emine.Öyle ukala değil.Masumca,kibarca ve usulca hareketleri.Bir o kadar da çekingen.Kaşlarının altından utangaç bakan gözleriyle,ışıldayan gamzesiyle Emine.Her yıl her sınıfta anlattığım ^Bir Eminem vardı çocuklar^cümlesiyle başlayan ,kelimelere sığdıramadığım Emine.Pişmanlığınız var mı çocuklar diye konuşturmaya çalıştığım:
  -Keşke annem daha çocuk yapmasa diyen Emine.
  Babasının nice zahmetlerle ilçeden getirdiği ekmeği:
 -Öğretmenim çok güzel pasta gibi,al sen de ye!diye lokmasını benimle paylaşan Emine.
 Annesi tandır ekmeği yaptığında en güzellerini seçip,bana getiren Emine.Üşüdüğünde tavuk gibi ellerini kolumun altında ısıttığım,minicik ayaklarındaki lastiklere kar dolduğunda üşüdüğüm ve üşüdüğünde esmerliğinin morluğa dönüştüğü Emine.
  Dedim ya kelimelere sığmayan,gönlümde büyüttüğüm,hiç ama hiç unutmadığım Eminem.Aradı bugün yıllar sonra.Unuttular mı beni diye düşündüğüm anlarda.
  -Öyle yerlerde çalıştım ki ,ne okuyup karşıma çıkarlar,ne de imkan bulup ararlar !dediğim anda.
  Meğer çok uğraşmış beni aramak için.Köyde telefon da çekiyormuş artık.Evlere bile su bağlanmış ve artık herkesin çamaşır makinesi varmış.Ablası evlenmiş üstelik.O da anne olmuş.
  -Öğretmenim ben sizi hiç unutmadım diyor.Çok öğretmen gördük ama benim gönlümdeki sensin.Hep taktir alıyorum.Ayrıca yanında da başarı belgesi.
  Mektup yaz Emine diyorum.
  Nasıl yazarım öğretmenim diyor.O sırada dank ediyor kafam.Emine mektubu yazacak-köyün şöförüne verecek-yalvaracak unutma gönder diye-o unutmazsa gönderecek-üstelik bir de para gerekecek.
 Tamam diyorum ben yazarım sana.Fotoğraf ta istiyor.Hala bakarmış resimlerimize.Hala anarmış beni.
  İşte bugün dedimki^İyiki Öğretmen Olmuşum.^Kim ne derse desin.Bugün yaşadığım mutluluğu anlatmak imkansız.Bugün bir çocuğun yüreğinde hala sevgim var ise dünyanın en zengini benim.Zengin olmaya da devam edeceğim...

Barefoot Books

  Uzun zamandır Bora'ya izletmediğim için ben de izlememiştim.Bugün bir baktım yeni videolar eklenmiş.İzlemesi çok keyifli.Okulda çocuklara da izletiyorum.Görsel sanatlar dersi için yaratıcı fikirler var.Keşke bizim ülkemizde de böyle yaratıcı,eğitici görseller olabilse,gerçekten çocuk gelişimine önem verilebilse...ama GERÇEKTEN!



Diğerleri burada.Malesef yüklemede sıkıntı oldu.İdare edin artık..








18 Eki 2012

Yeni Kitap

  Babası Bora'ya her hafta birşeyler getirme etkinliğine başladı.Her pazar Almancı bekler gibi bekliyoruz babayı.Acaba bize ne getirecekten ziyade kendisini özlediğimizden canım.
  Cuma günü giderken Bora değişik itfaiye istedi ve gelene kadar:
  -Baba angayaya ditti,deşih ihfaye aycah!diye söylendi durdu.
  İtfaiyenin yanında süpriz bir de kitap geldi.Çok sevdim ben.Görseli,öyküsü harika.Bora da beğendi tabi.
  Farkında olmadan genelde Feridun Oral kitapları almışız.Öyküleyen ve resmeden kendisidir.E.nin de hemşerisi!
  Keşke bende çocuk kitapları yazabilsem.Hedeflerim arasında aslında.Hep sıraya koyupta uygulayamadığım hedeflerimin.







Posta ek yapmak zorunda kaldım.Bugün diğer yeni kitabımız geldi.Yine Feridun Oral.Yine çok güzel.




17 Eki 2012

Yine Yeniden

  Başlık iç karartıcı,malum konu da öyle.Kuşumun yine kulağı akmakta.Bugün kanamalıya döndü üstelik.Yine koştuk doktora.Dış kulak iltihabı bu seferki.Antibiyotikle başlayacağız tedaviye,geçmezse damlayla devam edeceğiz.Ateşi,huzursuzluğu ve ağrısı yok çok şükür.Sadece akıntı.Ayrıca Sağ kulağındaki tüp düşmüş.Ama onunla ilgili değil tabiki bu durum.
  Bazen abartıyormuyum bilmiyorum ama maşallah Bora çok dirençli bir çocuk.Takip ediyorum (bir tez değil tabiki)kusurlu çocuklar biraz daha dirençli sanki.Neyse durum bundan ibaret.Yarık damağın acısı daha ne kadar sürecek bakalım.
  Bu

6 Eki 2012

22 Aylık Gelişim

  Bora büyüdükçe anlatılacaklar çoğalıyor,fakat ben anlatacak kelime bulamıyorum.Yeni yeni arkadaşım(Boraca agidim) olmaya başladı.İnsanın evladıyla dost olması başkaymış.Büyüdükce inşallah daha da bir güzel olacak eminim.

  *İletişim kurmayı artık daha iyi beceriyorsun.Konuşamadığın bir kelime,anlatamadığın bir derdin yok artık.
   Bununla beraber hayal gücünü fark ediyorum artık.Hayali oyunlar kurmaya,okuduğun kitaplardan,gördüğün resimlerden öyküler üretmeye başladın.Hatta bazen bana masal bile anlatıyorsun.Bunu geliştirme çabasındayız.Biliyorumki yaratıcılığını geliştirmek çok önemli.Sen çocuksun ve hayal gücünle büyüyeceksin.

  *Sosyallik anlamında iki yaş sendromunu seziyoruz artık.Dünya seninmiş gibi davranıp ^menim o^ savunmasını günde belki 50 kere yeniliyorsun.Özellikle biricik arkadaşın Fatma bundan çok etkileniyor.Paylaşma sıkıntısı değil bu biliyorum.Büyüdün ve artık benliğini sahip olduklarınla ispatlamaya çalışıyorsun.Çok üzerine gelmeden paylaşma konusunda ikna etmeye çalışıyoruz ama çok ısrar etmiyoruz.Buna rağman hırçın değilsin ve inatlaşmıyorsun.İtaatkar demek istemiyorum ama söz dinliyorsun.Ama bazen özellikle dışarda veya başka bir evde alıcılarını kapattığın oluyor.

  *Televizyon keyfi yapmaya başladın.Sabahları ablan gelene kadar kendimize hazırlanma şansı olarak kontrollü bir şekilde tv izlemene izin veriyoruz.Belki bazılarınız kızacak ama şu pepe calliu falan hoşuma gitmiyor.Minika çocukta daha yaratıcı çizgi filmler var.Öğretici dediğiniz o çizgi filmler ebeveynlerin yerini tutamaz.Bana göre hiçte öğretici değil.Tv izleyecekse eğlendirici ve yaratıcı olmalı.Öğretici değil.Ben böyle düşünüyorum.

  *Yemek konusunda maşallahın var.Çocuklar oyun çağına eriştikçe yemeden içmeden kesilirler,sen acıktımm diye kapıları tırmalıyorsun.Sabah bir uyanıyorsun -Bardağa düt goy, kahvaltıya kadar mızırdanıyorsun.Akşam diyorum;
  -Hadi annecim sofrayı hazırlayalım mı? başlıyorsun,
  -Acıktımmm!Tabağa yemek goy.Bilav iddiyom,üzüm iddiyom,magayna yada goyba.....Liste böyle uzayıp gidiyor.Sabırsızsın anladım.Anası kılıklı:)

  Hal böyle iken değişik birşey yediğinde,Meraklı bir gurme ifadesiyle,
  -hıımm anne bu ne? diye soruyorsun.

 Bilenler bilir Boranın şef olmasını çok isterim.Hani şu mucize lezzetler yaratanlardan.Belki diyorum bazen.Bu arada mutfak işlerine ortak olmaya başladı.Geçenlerde beraber kek yaptık.Bakalım...

  Bu arada bu sabırsızlıktan dolayı hala kendi yemeğini kendin yiyemiyorsun.Başlıyorsun ^sen yediy^demeye.İkna etmeye çalışıyorum ı ıhh.

  *Acaip su içiyorsun.Hayret ediyorum bazen.Karsta çalışırken bir arkadaş otobüste muavinden su istemiş.Muavin azarlamış arkadaşı,
  - Tuz mu yaladın hemşerim diye:)
 Her su içtiğinde aklıma bu geliyor nedense.Su içmek kadar en sevdiğin oyun aracaın.Hala bardakla su içtikten sonra tüm vücudunu şöyle bir siliveriyorsun.Bir bakıyorum Boranın eli bardağın içinde clop clop.Sokaktaki minnacık bir su birikintisine atlayan oğlum benim,banyodan çıkınca ^çıkmıcamm^diye ağlıyor.

  *Ablan sağolsun hergün bir etkinlik yaptırıyor sana.Eve bir geliyoruz panoda yeni eserin.Çok seviyorsun,kalemi,hamuru,boyayı.Bende buna ek olarak montessori çalışmalarına başladım.Daha çok ince motor hareketlerini geliştirici etkinlikler yapmaya çalışıyorum.Sıkılmadan dikkatlice yapıyorsun.Ben senin o dikkatini çok seviyorum biliyor musun?

  *Üst giyme çabalarına başladın.Çorapları ve tüm kıyafetlerini kendin giyip,çıkarmaya çalışıyorsun.

  *Tuvalet eğitimi konusunu ertelediğimi söylemiştim.Hala kakayı haber veriyorsun ama hala ayakta yapıyorsun.Sorduğumda beze yapmayı tercih ediyorsun.Üstelemiyorum,sanırım yaza kaldı.

  *Az önce geldin:
  -Annee öp öp,goca kafayı vurdum,goca gafa acıdı .Öp dedin.Hala gülmekteyim.Koca kafa seni:)

 *Canın pek kıymetli yaw.Biri dokunsa ağlıyorsun,ama numaradan tabi.Bir ara düşünce de ağlardın.Neyse zamanla alışırsın oğlum can yanmalarına.

  *Hayvan sevgisi ilgisi devam.Kendilerini tanıyıp sesleri çıkarmanın yanı sıra,artık hareketlierini de taklit ediyorsun.Kurbağa gibi zıplıyor,kuş gibi uçuyorsun.Sebebini bilemesek de en çok ; deniz yıldızı , balina ve köpek balığı oluyorsun.
  Arı-bal,tavuk-yumurta,inek-süt gibi eşleşmelerin farkındasın.Bazen benimde bal yaptığımı iddia ediyorsun.İltifat kabul ediyorum.


  *Şekiller,renkler,sayılar ve neredeyse alfabenin yarısını biliyorsun.^Şurda  ne yazıyor oğlum dediğimde^
  Cevap : aiooa!Bu kadar.Ama Panora yı süper okumuştun Bora:)

  *Bir anneciliktir gidiyor.Babayı kaldır oğlum -yok.Babayla git oğlum-yok.Bir haller var,anlayamadık.

  *Uyku yine aynı.Öğlen 13-15,akşam 22-07 suları.Ama geceleri coştun yine.Eskiye dönüş yaptık.Saat 4ten sonra mesain başlıyor.Geçer heralde,napalım?

  *Seni kız sanıyorlar Bora sürekli.Kestirmiyoruz saçlarını.Neredeyse tüm belde seferberlik ilan etti saçların için.İnadına kızım diye seviyorlar.Bilirsin garipler bunlar.Kendilerinin herşeyi tam da senin saçın mesele kaldı.Ne zaman dışarı çıkarsam:

   -Hoca kestir bu oğlanın saçını.Yediği saça gidiyor,yazık kilo alır bak ne kadar zayıf!ifadesini duyuyoruz.

  Kars'ta çalışırken,görev yaptığımız köyde su yoktu ve ben sürekli bitlendiğim için saçımı 3'e vurdurmuştum.Çocuklar görünce şok oldular.Çünkü onlara göre de kızlar saç kestirmez,günahtır.Herhangi bir kız saçını kestirirse tanıdığı biri ölür.Bu sefer ben şok oldum.Erkekler de kestiriyor neden kimse ölmüyor dedim ve onlar erkek dediler.İnanın uzun bir süre ölüm haberi bekledim.Küçük yerlerde yaşamak insanı küçük düşündürüyor.Asıl mevzu ne:Memleketimin insanları saçla ilgili yüzlerce batıl uydurabilmiş ve buna inanan yüzlerce insan tesbit edilmiştir.

  *Dişler de bir gelişme yok.
  4 tane alt
  4 tane üst
  2 alt üst sağ azı
  2 alt üst sol azı.
  12 diş tamamdır.

  *Bu aralar Nuran Teyzenin bahçesine gidip elma topluyoruz beraber.Çok seviyorsun.Şanslısın aslında.Hem köyü hem kenti tanıyorsun.

  *Büyüyorsun işte tosunum.2.yaşını doldurmana çok az kaldı.Çok söylüyorum belki;çok çabuk büyüdün be oğlum.Tadını çıkaramadım sanki.Kardeşe de üşeniyorum artık.Meslek hatası planlarımı bozdu.Şimdi yorgunum,masal anlatma zamanı.