28 Kas 2012

Etkinlik


  Çok etkileniyorum herkesten çok.Bakıyorum neler neler yapmışlar evdeki malzemelerden.Vayy bee diyorum o kadar!da bu aralar bi gayret bende.Birşeyi çöpe atarken bile acaba birşey olurmu bundan diye bir ampul beliriyor düşünce balonumda.İşte geçenlerde birgün şu bizim zavallı hayvanlarımıza bir ev yapayım dedim.Evcil yaban hepsini doldurduk içine.Bora da yardım ediyor tabi.soracaksınız oynadı mı diye?Belki 2 saat anca.Bu çocuk oyuncak dönemini atlattı.Oyuncak oy-na-mı-yor.Daha sonra bahsedeceğim şu 2 yaş gelişiminden....

27 Kas 2012

Aktivite Panosu

    Bazı bloglar var severek takip ettiğim.Öyle harika etkinlikler yapıyorlarki çocuklar için.Üstelik evdeki malzemelerden ve çok zaman harcamadan.

  İşte bunlardan bir tanesi Etka'nın annesinin hazırladığı Umut Olsun.İşte bu aktivite panosunu oradan gördün ve yaptı babası.Gerçi biz baya geç kaldık.Çünkü Bora bu aktivitelere olan ilgisini çoktan kaybetti.Heveslendim işte ne yapayım?














                                                                                                                             











                                                           Buda Bora'nın eliyle son hali...




25 Kas 2012

Bora 2 Yaşında

  Öğretmenler Gününün benim için asıl anlamı ANNE olmamdır.Bana anneliği Emrah'a babalığı tattıran oğlumuz dün iki yaşını doldurdu.O büyürken biz de onunla büyüdük.O bizim gözümüz,kulağımız,sesimiz,düşüncemiz herşeyimiz oldu.İki yıldır herşeyin anlamı Bora.




  Canım oğlum; daha nice güzel yıllarımız olsun inşallah.Ömründen mutluluk ve huzur eksik olmasın.Herşey dilediğin gibi olsun.Seni bize nasib ettiği için Allah'a şükürler olsun.İYİKİ VARSIN!

18 Kas 2012

Kaçamak

  Sanat adına mı bilmem ama artık kendisi için birşeyler yapmak istiyor insan.Yaşadığımız yer herşeyi kısıtlıyor zaten.Başlı başına hayatla mücadele.Yok sobay yak,yok kömür at,kömürü çuvaldan poşetlere aktar,balkona taşı;yağmur yağacak eyvah suyla ilgili işler yap;çamaşırı 5 kere yer değiştir ki kurusun,Apartmanın ta girişinde ayakkabılarını çıkar dairene kadar terlik giy(bu en sinir olduğum ,helede market poşetleriyleyken),yok  gezeceksen yolu düşün....Bunun üzerine E.hafta soları Ankaraya gitsin ve kal tek başına.
 
  Bunları düşünen eşim sağolsun bize her pazar gezme ayarlar.Adamcağız cuma gecesi yola çıkıp,cumartesi sabahtan akşama derse girip,cumartesi gecesi tekrar yola çıkıp,pazar sabahı burda oluyor ve bizi eğlendiriyor.Bitanesin kocam!

  Geçen hafta gitmedi E.Bize tiyatr bileti ayarlamış.Ordu'da tabiki 2 saat yol demek.Ama ben bundan çok Bora'yı düşünüyorum.O da sıkılıyor haksızlık değil mi?bizi özlüyor ,vakit geçirmek istiyor bizimle.Kısaca kendimi Bora'ya ihanet ediyormuşum gibi hissediyorum.Çünkü Bora ablasında kalacak.Aklım da onda(.Daha fazla uzatmayacağım aklımdan neler neler kurduğumu)Ablamız bile ikna etmeye çalışıyor,hocam gidin eğlenin gerisini düşünmeyin ,diye.Bora doğduğundan beri gezmeyi bile onun için yapar olmuşuz.

  Neyse yola çıktık ve gittik.Emin olun gidip gelene kadar Bora'yı konuştuk!

  Ama mükemmel bir oyundu.Ankara Devlet Tiyatrosu HÜRREM.Tiyatro sanatların sanatı arkadaş.Yok üstünde başka birşey bence.Tabi o an Borayı hayal ettim keşke tiyatro sanatçısı olsa diye!Kısaca çok güzeldi.

  ,,,,,,,,,,,,kendimi çok elştiriyorum bu konuda.Bora için kendim...Ya ben?ya biz?Zamanla olacak herşey.ve biz iki haftada bir tiyatroya gideceğiz.İçim rahat!

17 Kas 2012

   **** Elektiriklerin kesilme ihtimalini düşünüp(burda sık kesilir) tuvalete son -en sıkışık- ana kadar erteleyen kişiye Anne denir!
  İlşki kurması zor olabilir :)

Boraca Nağmeler

-Anne mu ne?
-Napıyoyuz bununla?
-İçinde ne var?
-Aaaa munu kim yapmiş?
-Boya ne yapti?
-Ben ne yapıyoyum?
-Biz ne yaptik?
-Onun adı neymiş?
-Buyda ne yazıyo?
-Adam ne yapmış?
-Nereye gitmiş?
-Nereye gidiyoz?    gibi soru soru sorularr....
-Bakıcam boyada bakicak.
-Ayaba ounucaz.
-Emekle!
-Okuya didiyom,baka(park) didiyom.
-Acidi!
-Öpme,yeme,ısıyma...
-Teyefonu kapat anne koy buyaya,konuşma!
-Çigifi aç!(Çok zor durumdaysa açamisin?)
-Ben ne oldum?
-baba hoyyama!
-menim,menim menim.
-Aydede aydede sinin evin neyede....
-Biygün biygün biy cocuh....
-Şimdi okuyyu olduk,sinifları ....
-poytakalı sodum....
    Şarkılar,uydurma besteler uzar gider.Hiç boş anı yok.Bu ay hiç susmadı.Ya konuştu , ya şarkı söyledi.10 a yakın şarkıyı ezbere biliyor ve tam melodi söylüyor çocuk.Hiç birşey bulamazsa ya uyduruyor yada karnımdayken dinlemeye başladığı klasik müzikleri mırıldanıyor.Onun gerisi ya hep soru,yada karşı gelmece.Bazen yemediğini ne yiyor,ne yediriyor.Depresyon değil belki tam ama kendi varlığını hissettiriyor iyice.
   23.ay yazım yok malesef.Fırsat olmadı bir türlü.Yazacağım odur ki bu ayın dönüm noktası kapıları açması,hareketlerde inanılmaz cesaretlenmesi ve malesef uykudaki düzensizlik oldu.Bizimle uyumak istiyor.Sabaha doğru olan bu istek tam geceye dönünce malum olan boyun ağrılarım 10 katına çıktı.Hergün yorgun uyanıyorum.Bazen 11i buluyor uyuması üstelik.Kapıları da açıyor daha.Gizlimiz saklımız kalmadı valla.
  Unutmadan konaklarla başımız dertte.Bir türlü bitmiyor.Yağlıyıp tarıyorum yıkılyorum.Bitiyor.Bir ay sonra yeniden.Borada rahatsız artık.Sürekli kafasını kaşıyıp,kafamda konak vay!diye koparmaya çalışıyor.Kafası hepyara olmuş,kanatmış.Doktorumuz 7 yaşına kadar bile sürebilir dedi.Bakalım...
  Hafta sonu doğum günü var.1. yaş heyecanı kadar değil ama bir heyecan kapladı beni.Bu hafta boyunca gebelik anılarımı,doğumu,büyüme anılarını anlatır dururum heyecanla.Allah yanımda dinleyenlere sabır versin.

11 Kas 2012

Su Sınavı

  Herkesin bir sınavı vardır , derler ya hayatta ; işte benim sınavım suyla arkadaş.Nasıl mı?
  Önceleri çalıştığım Sarıkamış'ın köyünde malumki su yoktu.Nasıl yoktu?Evlerde su yoktu,çeşme yoktu,su ve suyu andıran hiç birşey yoktu.Onun yerine musluklu bidonlar , bidona sallandırılan demir ısıtıcılar ve ısındımı diye elektirikli suya parmağını sokan ben vardım.Ellerimizde durmadan donup delinen bidonlarla köyün çeşmesine yol alan biz vardık.Keyifli olupta rüşvete ihtiyaç duyan suya gitmek için nadir can atan köy çocukları , okul öğrencileri.Gelen su çok kıymetli , öyle her şeye harcamak yok.Eğer çok birikmişse banyo yapılabilir.Yok bir iki bidonsa ; sadece , yemeğe,tuvalete ve bulaşığa kullanılır.Çamaşır biriktiyse kar eritilir çok fazla su harcanmasın diye.Hayat 3 yıl tamı tamına böyle geçti işte.Su Hesabı Günlükleri kısaca.Şimdi keyifle anlatıyorum belki ama şu devirde su hesabı yapmak çok zor gerçekten.Para hesabı yapılan devirde sen elindeki suyu bölüyorsun ihtiyaçlara göre.En çok kar eritmeye sinir olurdum.Erken saatte kalkacaksın ,sobalar yanıpta kar kirlenmeden.Kirlense sorun değil,üstünü sıyırıp alttan alırsın.Biriktirirsin koca güğüme.Erir minnacık kalır.Uyuz olursun o an.Ha evet faydası oldu.Orda kazandığım bağışıklıklar sayesinde kolay kolay hasta olmuyorum:)
  Şimdi geldik Ordu'nun bir ilçesinin beldesine.Ordu'yu nasıl biliriz.Deresiyle , yaylasıyla , yağmuruyla.Bu sayılanlar suyu çağrıştırmaz mı?çağrıştırır.Ama her sakallı dede olmayacağı gibi her çağrıştıranı da beklememek lazımmış hayatta.Çünkü burada da su sorunu var.Dereden direk eve mi bağlanmış nedir.Yağmurla beraber çamur akıyor su diye.Ben bu suyla köyün çeşmesinden bile daha mağdurum.Çünkü hiç bir işime yaramıyor.Ne yemek ,ne temizlik.Evde şu an çamaşır ve bulaşık dağıyla beraber , kirden kokan bir oğlan , birikmiş damacana bidonları ve çaresiz ebeveynler var.(Sarıkamış'tayken kurbağa sıkışmıştı köy çeşmesine de kaç gün susuz kalmıştık.Aklıma o günler geldi şimdi.)Diyeceksiniz ki sorun neden çözülmüyor.Cevap veriyorum:Halk memnun!Soruyoruz o diyorki:
  -Ben oy vermedim o adamdan birşey istemem.
  -Birşey olmaz hoca için,biz yıllardır içiyoruz.
  -Yapılıyor çalışma var.....
  Bunlar gerçekten mantıklı!olan cevaplar.5 yıldır bitmeyen çalışma!Kaymakama iletilmiş sorun ama yazılan resmi yazılara sanırım cevap alınamamış.


Yağmur şiddetlenmeden aldığım bir numune bu.Tabi fotoğraf gerçeği tam yansıtamaz bilirim.
Tarih tekerrür edipte su savaşları başlarsa yeniden , hak vericem adamlara.Geçmişe hak veriyorum da zaten.Aklam gelen tek slogan şu:

SU HAYATTIR ,  HAYAT KISA......

8 Kas 2012

İçimdeki

  -Bora,seni çok seviyorum.
  -Çok sev:)
   Seveceğim, hep çok seveceğim.

   Dün akşam:
  -Annenin içinde ne vay?
  -Bora'nın aşkı var! mucuk mucuk ve doyulamayan mucuklar.

  Bugün akşam:
  -Bora senin içinde ne var?
  -Annenin agkı vay! Hüngür müngür hüngür!

  Daha ne ister bir insan hayatta. Bir yavrunun içinde aşkım var işte,seviyor beni. Masumca, gerçekten. Mükemmel birşey bu tarif edilemez. Aşkların en güzeli, bana bunları yaşattığın için şükürler olsun. Allah'ım sana hayırlı, sağlıklı ömürler versin. Hiçbir engelin olmasın inşallah bu hayatta. Seni öyle seviyorum ki...

7 Kas 2012

DEĞİŞİK-MİŞ

  Bir değişik takntısıdır gidiyor.Daha 23.ayında çocuk herşeyden sıkıldı,değişiğini istemeye başladı.Babası Ankara'ya giderken soruyor:
  -Ne getireyim oğlum sana Ankaradan?
  -Değişik i'faiye!(t'ler henüz mevcut değil Boracada,kesik oralar:)
  Babaya verdiği siparişi unutmadan heyecanla bekliyor.Söyleniyor sürekli:
  -Baba bana değişik i'faye alcak..
  Baba geliyor.Bora bir hallerde.Suçluyor onu,tepki gösteriyor.Onsuzluğun acısını yine ondan çıkarıyor.Kaynaşma faslından sonra Almancı paketleri açıyor.Bu ailemizin pazar geleneği artık.Sağolsun Boranın yanında bana da birşeyler getiriyor işte.Kasabın kedisi gibi bekliyoruz napalım.
 Babası itfaiyesini gösteriyor tosuna. İtfaiyeye öyle seviniyorki anlatamam.İlk kez o gece ona sarılıp uyuyor.Meğer ne hevesliymiş.Yeni yeni anlıyor,alınıp-verilenden.Ağladım o gece Boranın bu haline.Bir çocuk vazgeçilmez ve paylaşılamaz sandığı mucizevi araçla uyuyor,ayrılmak istemiyor ondan.Kelimelere sığmayacak bu aşk,derin uykuyla son buluyor malesef.

  Bu hafta aynı sorunun cevabı  - değişik kitap- oldu.( yanlış anlaşılmasın biz her an birşeyler alalım diye uğraşmıyoruz,arada zaman var yani)Değişik kitap sayıklandı,baba geldi,babaya naz yapıldı,kitap alındı,bir kere okundu,ezberlendi...Aynı sahneler gerisi.


  Daha oncacık yaşında değişiklik arayan yavrum.Sen bir büyü gör bak ne değişik insanlar göreceksin,hepsini kendin gibi sanarken!