22 Ara 2013

3 yaş Borası

 Uzun zamandır 3 yaş hakkında yatıcam ama ne yazacağımı bilemedim. çocuk evrim geçirdi diyorum ertesi gün bakıyorum aynı bora. Değişken bir dönem ne çocuk ne bebek garip bişey.

*Artık 3 gün iyi 5 gün hasta. kreşin en olumsuz yanı bu olsa gerek. sürekli öksürük nezle grip. ve sonunda da bademcik iltihabı. yok öyle zırt bırt doktor kapılarına koşmuyoruz. doğal yöntemleri deniyoruz önce. öksürük için mesela ;
 
     -ıhlamur içine ayva yaprağı ve elma kabuğu ekliyorum. ancaaaak ıhlamur öyle saatlerce kaynamıyacak. sıcak suya çay demler gibi demlenecek.

     -bir kavanoza yarım kuru soğan, yarım limon ve bir tatlı kaşığı bal ile karışım hazırlayıp özellikle akşamları yatarken bir tatlı kaşığı şurup gibi içiriyorum.

    -en kolayı ise pekmez.özellikler balgamlı öksürüklerde işe yarıyor. çok öksürtüyor çünkü balgam söktürücü etkisi var. sabah akşam bir tatlı kaşığı yine şurup gibi.

    -veee yatarken göğsüne ve sırtına viks sürüp sıcak bir bezle koruyorum. sabaha kadar yatıyor öyle.

   bademcik iltihabı oluştuğunda ve ateşin üç gün düşmediğinin evvelinde mecbur doktor yolundaydık. mecbur antibiyotiğe başladık. ancak bizim oğlan şuruplara karşı direnişe geçti. içmiyor, kusuyor , yalvartıyor adeta...

  *gittiğimiz doktor kontrolünde anlıyoruzki iki kulağındaki tüp de duruyor. biri düşmüş demişti Alev hanım. yok valla ikiside öyle uca sarkmış ki artık ben bile görebiliyorum :)

 *Temizlikten, banyodan (özellikle saçını yıkatmaktan), el yüz yıkamaktan nefret eder oldu. öyle severdiki banyoyu çıkaramazdık. şimdi saçımı yıkamaaa , saçımı yıkamaaa diye bağrıp duruyor. Allahtan bir mikrop korkusu varda öyle gaza getiriyoruz. bak vücudundaki mikroplar böyle yok olur falan filan diye yola getiriyoruz. hala dişleri macunsuz fırçalıyor. saf tükürmeyi beceremediğinden yutuyor , sevmiyor.

 *yemek seçmeyen herşeyi ayıla bayıla yiyen hatta acıkınca gergin olan çocuk gitti yerine yemeyen içmeyen bi velet geldi. bayıldığı balı , brokoliyi, ıspanağı ,meyveyi zar zor yiyor. yerken nazlanıyor , ağzı süzgeç gibi sezdiğinde bulup ağzından çıkarıyor. bende üzülüyorum valla. hasta olmasa sorun etmem belki ama hasta zaten direnci yok birde beslenemiyor üstüne. kaldırıyorum masadan ağzından çıkardıkları için. ağlayıp sızlayıp geri geliyor , zoraki yiyor. üzülüyorum bu seferde :(

  *acaip korkuları var , büyüdükçe öğrendiği.karanlıktan , otobüse binmekten , değişik seslerden.........
heryere girip çıkıyoruz kendini aşsın diye ama , zaman lazım sanırım.

  *gece uykularım yine bölük pörçük. kabus görüyor , sayıklıyor bağırıp çağırıyor. yatağa oturup anneee nerdesinnn? diye ağlamaklı bi sesle beni çağrıyor. yanına yatıp sakinleştirip uyutup yerime geçiyorum 10 dk sonra bir daha. ama bi komik sayıklıyoki :)

  *oyun oyuncak araba , lego . diğerleri arada çerez . legodan çok güzel şeyler yapıyor ama. üstelik legoları 5 yaş ! yaaaa



  *kreşte epey sosyalleşmiş. en iyi arkadaşı Emir . onunla yatıp onunla kalkıyor . arabalarını bir onunla paylaşıyor düşünün yani . geçen bi anlatıyor :
    - anne bugün Emir üzgündü bende üzgündüm ,
    -sen neden üzgündün oğlum?
    -Emir üzgün olduğu için!
  bunun anlamı çok büyük benim için.sıpam büyümüşte arkadaşıyla duygularını paylaşır olmuş.çok duygulandım gerçekten.

 *öyle canlı başlı bıcır bıcır yerinde duramayan bir çocuk değil bora. hep diyorum ya garantici. on düşünür bir adım atar o cinsten. mesela bir yere gidince çocuğu parka bırakıp siz yemek yersiniz. ı ıhh Bora bizle oturur oynayacaksada yanında birimizi (ki o ben oluyorum ) götürür. bu aralar gelişme var baya. tabi verdiğim bin gazla. zamanla herşey amannn ben her şeyine üzülüp duruyorum çöktüm valla. büyüdüğünü kabul etmek gerek , zaman vermek gerek , sabırlı olmak gerek....

 *iyice anacı oldu çıktı. hep okulda özlüyor ondandır diyordum ama yok annem yok. bu anne manyağı. bunalıyorum bazen , bazende hoşuma gidiyor.

 *artık ayakkabılarını , montunu ve çorabını çıkarabiliyor. alt kıyafetlerini de yardımla bazen. tembel napıyım heves olacak insanda heves.

  *burunla oynama mevzu tam gaz devam. yaklaşık 6 aydır aradığını hala bulamayan yavrum hala devam ediyor çalışmalara.

  *bir diğer mevzumuzda kaka tabiki. okulda yapmıyor sıoa , utanıyor. sanki büyük adammış gibi ayıp görüyor. tuttuğu zamanda zor yapıyor ve canı yanıyor. tembihliyorum tamam okulda yapıcam diyor yine aynı yine aynı .

  *hastalığın da etkisiyle herşeye ağlayıveriyor. iyice nazlandı. sanki büyüdükçe mutluluğu azalıyor da ciddileşiyor. çözüm yolları üretiyoruz zamanla gelişecek inşallah.

  *kitaplara ilgisi devam ediyor. severek dinliyor hepsini.

  *tv ye ilgisi hala pek yok. ama ıpadten legolu çizgi film izliyor tabi :)

  *uzay -gezegen ve dünya merakı çok fazla. hergün güneş batınca venüse bakıyoruz parlıyormu diye. bi kardeşimiz olacak ama legodan bebek , adınıda venüs koyacağız :)

  *meyve yemiyor diye meyve suyu yapıyorum . o da kafayı takıyor tabi şu suyu yap bu suyu yap diye . pişmanım böyle alıştırdığım için . hem meyve yemenin daha faydalı olduğundan , hem de katı meyve sıkacağını yıkamanın zorluğundan.

  *kedilere bayılıyor. seviyor , kovalıyor , konuşuyor. alsak eve nasıl mutlu olur . ammaa nasıl alsak ?

  *hiç birşeyi unutmuyor kerata . verilen sözü , olan olayı , gördüğü herhangi birşeyi. hiç bana çekmemiş :)

  *ilk şiirini ezberledi. yerli malı haftası için okulda öğretmeni rica etti , bir kaç kere söyledim , hemen ezberledi.
 
     neden param avuç avuç
     yabancıya gitsin bütün
     o paralar diken olur
     canımızı yakar bigün .

  *yatarken de dua ediyor ayrıca.çok datlu ya ;

    yattım sağıma
    döndüm soluma
    melekler şahit olsun
    dinime imanıma.

  *sorular hiç ama hiç bitmiyor.neden nasıl niçin ne zaman kimm.....hiç bitmiyor hiç.

  *müziğe ve dansa karşı mesafeli bu aralar. sadece klasik müzik dinliyor. dansıda ne kendi yapıyor , nede bize yaptırıyor. umarım değişir.

  *bu doğum gününde ankarada ailelerimizle kutladık. orduda yaptığımız hazırlıkların hiçbiri yoktu. nedenini bilmiyorum. ilkti güzeldi ama alışkanlıklar işte.

  *kefir alıyorduk meyveli olanı içiyordu. meğer meyveli kefir pek etkili değilmiş. mayasını da bulamadık burda. şimdiki hedefimiz sade kefire alıştırmak.

  *bu arada artık keçi sütü alıyoruz. hep inek sütü alır yoğurduda evde yapardım. artık içmeye keçi sütü almaya başladık. içiyor şükür.

  *konak devam ediyor hala. azaldı evet ama yine var işte.

  *önemsemediğimden sona kalmış. kuş 14.5 kg ve tam 96 cm. boyu kısa dedi doktor. bende tamam tamam dedim.

  dedim ya değişik bir ay bu ay , bu yaş.biz ayak uydurmakta zorlanıyoruz. hergün her an bir telaş. sürekli bir planlama bir öne geçme çabası. sırf doğru olsun amacına ulaşsın diye. önce sağlık , sonra huzurla.


üst üste gelmece

  Derler ya gelince üst üste gelir diye, gerçekten öyle oldu. ateşler içinde faranjite yakalanan ben , bademcik iltihabıyla ateşlenen bora. Allah'tan annem yanımızda. bir haftayı evde ateşler içinde , yatarak geçirdik ana oğul. hiç böyle hasta olduğumu bilmem. birde boranın iyice üzerime düşmesi iyice yordu beni. ama ne biliyorum sağlık gibisi yok. herşeyin başı sağlık  Allah dermansız dertler vermesin.

Aşk üzerine

-anne o kız neden ağlamış?
-aşık olmuş onun için.
-aşk ne demek anne?
-birini yada bişeyi çok sevmek gibi.
-ben aşık olmucam.
- neden?
-olcam olcam,okulda Elif tanem var,biz onunla masanın altından bakıp gülüşüyoruz :). :)

12 Ara 2013

Bruder

  Zamanında Ordu'dayken bir oyuncakçı vardı. koymuş adamcağız tırları , çöp kamyonlarını vs dışarı gelen giden çocuk oynuyordu. borakuş öyle sahiplenmiştiki orayı hafta sonları 2 saat yol gidip oyuncakçının önünde saatlerce vakit geçiriyorduk. beyimiz durup durup Ordu'yu dillendiriyordu geldiğimizden beri...


 
   Sonra bir tekerleği olmayan kepçe arzusu başladı. bunun için kumbaralarda para biriktirdi , hayaller kurdu durdu. veeee Özlem teyzesi dayanamayıp aldı.


 
  Doğum gününde dedeleri tır hediye ettiler sonra.Bizim oğlan durmadı kutunun üzünden çeşit beğenip sipariş vermelere başladı.Efendim kepçe tağıyan tırmış. ne hayallaer kurdu neler. Ananesi soruyo mutlumusun diye , yok efendim tırı gelince mutlu olacakmış. Bu sabah uyanmış anne tırım bugün gelirmiymiş. insan dayanamıyor valla. yine seneryoda Özlem teyzemiz var. dayanamadı aldı zavalım.


 
  Yeni koleksiyonumuz Bruder makineleri ve legolar. Her defasında bu son oyuncak diyorum. yine istiyor ve kısmetine birileride alıyor işte. ama artık eve sığmıyoruz. bir o kadarda kaldırdım ama neredeyse bir kreşe yetecek oyuncak var. And içerim bir daha oyuncak almamaya.




Taze Kitaplar VaRR

















                                         Mavi Bulut, Kendim Yapabilirim serisinden.....


                                                               *****************

                                                             


Kidz'ten Kalebozan Karlo 

*************





Yky 'den Piraye'nin Bir Günü ; Yeni Komşumuz Komo veee Mantovanın Cüceleri


****************


























                                                   İş Kültür Dünyayı Öğreniyorum serisinden
                 









üşen-geç

  başlıktaki kişi benim. mailler geliyor bloğu ihmal ettiğime dair. şehir hayatı pek yorucu arkadaş, değil blog yazmak bir satır bişey okuduğum yok. zaman bulamamakta değil tam anlamıyla dedim ya üşengeçim bu aralar.
  yine anladımki sorunlar mekanlarda sınırlı değil. oranın suyu yoluysa buranın başka bişeyi. alışkanlıkları değiştirmek zorlaşıyor artık. bunun için yeni kararlar aldım kendime. Yok pazartesi rejimleri gibi değil , ciddi ciddi....
  yeniden merhaba , merhaba yeni hayat , merhaba borakusu :)

1 Ara 2013

Hata

  Eline almış legoyu tüküre tüküre güya silah sesi çıkarıyor. Hayretle o ne annecim diye soruyorum. Adını bilmiyor tabi o anda *hata * diye uyduruyor. Hata ne işe yayar peki diyorum. Insanların evini yıkar diyor. aaa yazık değilmi insanlar üzülür diyorum. İnşaatçılar gelir yeni ev yaparlar , ama para kazanırlarsa diyor! O andan beridir düşünüyorum işte. Silahı hiç görmeyen TV'de bile bilmeyen çocuk öğreniyor önüne geçemeden. *Hata* olduğunu bile bile legodan silah yapıyor ,sesini bile biliyor. Üstelik kreşte arkadaşıyla askercilik oynuyor. 3 yaşındaki çocuk = askercilik!
  Yadırgasamda ilk başta öyle alıştığımız her teneffüste bütün çocukların saklanıpta birbirlerini vurmaya çalıştıkları geliyor aklıma. Ağızlarda sesi ellerde bir silah hareketi vur - kaç , öl - öldür. Ne kadarı normal ne kadarı sıradan ?  Denetimli ve sıradan aile muhabbetiyle karşılaştırma yapmayacağım. Zaman günde yalnızca 4 saat görebildiğim oğlumun herşeyinden haberdar olmaya çalışıp önlem alma zamanı. Asıl şimdi başlıyor. #direnakranöğrenmesi

19 Eki 2013

bayram çiçeği

  kuş bayrama  3 gün kala kreşteki 3 arkadaşıyla beraber su çiçeği oldu. kreşe almaya gittik öğretmeni panikle çiçek müjdesini verdi. hemen doktora gittik aşılı olduğundan hafif atltacağını söyledi. krem ve şurup verdi. gerçektende birkaç döküntüyle atlattı boracık. valla bazıları karşı ya bağışıklık kazansın diye , yemişim bağışıklığı ne diye eziyet çektircem çocuğa. diğer arkadaşları baya zor atlattı yazık.şimdi turp gibi. krem ve ilacıda hiç kullanmadı. yalnz bi karmaşa varki bizim gittiğimiz doktor krem verdi ve sık sık duş aldırın rahatlasın dedi , arkadaşın gittiği doktor krem yasaklandı kesinlikle su değdirmeyin demiş. bu nası iş arkadaş insan ne yapacağını şaşırıyo valla. neyse böylece ilk bulaşıcı hastalığı atlattı tosunum. gerisi şifa derdindeki tüm çocuklara....

 

5 Eki 2013

Borakuş 34 Aylık

  Efendim tam olaran 2 yıl 10 aylık olan paşazademizin gelişim notlarını paylaşmaktayız yine.Daha neyi gelişecek , ne yapacakki derken bir bakıyorum hooop yeni bişey daha! Akılda tutması işte zor olan benim gibi unutkan biri için. İşte bu ay Bora :

  *Okula karşı daha ılımlı artık. Çok şeyden rahatsız oluyor. Yok çocuklar yaramazmış, yok gürültü yapıyorlarmış, yok yemekci abla terliklerinizi çıkarmayın atarım demiş,.....Herşeyi üzerine alınıyor.Hep doğru olmaya çalışıyor. buda çocukluğuyla çelişmesine sebep oluyor tabi. sonrası mutsuzluk sanırım. açılmıyor çocuk işte aşmıyor kendini. Üzülüyormuyum? tabiki EVET! ama gaz vermekten başka yapacak bişeyimiz yok. kendi aşacak. Bildiklerini söylemiyor örneğin. İngilizce dersinde öğretmeninin öğrettiği kelimeleri biliyor ama söylemiyor. hep bi temkinli olma çabasında. tüm çocuklar dans ederken benimki oturuyormuş , bakıyormuş sayı azalıyor o zaman çıkıyormuş sahneye. eee ya çocuğuma çarparlarza zıplarken :)anlatıyor bide bana :

  -Anne bugün okulda arkadaşlarım dans etti.
  -Sende ettin mi oğlum?
  -Hayır ben onları izledim , çok komikti! gibi gibi....

  Evet şikayetleri var ama çocuklara karşı önyargısından hep. onun dışında okulunu öğretmenlerini çok seviyor. bana evde öğretmenim dediği bile oluyor. çok şanslıyız okul ve öğretmen konusunda. güvenimiz okula tam amma Bora işte huylu Bora.Zamanla gelişecek ama. Örneğin başta tuvalete gitmeyi reddediyordu şimdi gidiyor. Alev hanımın da dediği gibi öğretmene güvendiği an sorun bitti. gerçi bizimki yardımcı öğretmene daha çok güvenmiş nedense. onu parmağında daha iyi oynatıyor tabi :) ona kendini taşıtıyormuş , onunla uyumak istiyormuş , oyuna illa onuda çağrıyormuş. sağolsun öğretmeni bu duruma el koydu ve bu sayede çocuklara daha çabuk kaynaştı.

    ha birde borakuşuna öğlen uykusu yetmiyor. 14 te yatıp 15:30 da uyanıyorlar. benimki alışkın tabi kalkacak yatakta bir o yana bir bu yana dönecek. geri uyuyacak , uyanacak keyif yapacak . okulda kalk giyin kahvaltıya in uymadı tabi kuşa . almaya gittiğimde hep bi surat bir yorgun . dersin işkenceden çıkmış. bu durumda yatışı 22 den 21:30 a aldık. bu hafta enerji dolu koşturarak geldi yanımıza...

  *Kuş tabiki kreş hastalığına yakalandı. önce ilaçsız nesiz kendi yöntemlerimle atlattı sandıkki iki gündür ateş öksürük o biçim. sonunda doktor yoluna düşüp ilaç tedavisine başladık. şanslıyızki Alev hanımın bir arkadaşı imiş gittiğimiz doktor. bu konuda böylece halloldu...

  *Bu ayın en belirgin fiziksel aktivitesi zıplamak. kuşum iki ayağını kaldırarak zıp zıp zıplıyor. çok seviyor bide hoplayıp zıplamayı.

  *Yürümek tarih oldu neredeyse sürekli koşuyor. bunu tercih ediyoruz tabi. malum Bora çok ağır bi çocuk yürüdüğü zaman kağnıdan farkı olmuyor.

  *Bir kendimdir gidiyor. kendim yapcam, kendim etcem,kendim çıkcam, kendim incem...hele bi müdehale et. herşeyi sil baştan yine kendi yapıp zamandan kaybettiriyor. bu mevzu kıyafet konusunda yok tabiki. ayakkabılarını çıkarıyor diğerlerinede ödül koyarsak bi minnet yapıyor. ama sadece alta çalışıyor çorap , eşofman kilot falan.

  * En komik gelişme gece sayıklamaları. bir bağrıp çağırıyorki sormayın gitsin. delikanlım gündüz yapamadıklarının acısını gece çıkarıyor.bazen bağırıyor anne anneee diye bi ağırlıkla kalkamıyorum bazen. gelip tepemden atlayıp aramıza sığışıyor.

  * geçen sabah uyandı ve tabi tuvaletteyiz (genelde o tuvaletteyken ya kitap istiyor yada birimizi seçip sohbet ediyor ) :

  -anneee rüyamda ev gördüm , değişik bi ev. duvarları pembe ve içinde gerçek balonlar var.

  rüya görmeye başlamıştı biliyorumda ilk kez anlattı sıpa.

  *bana iyice yapışmaya başladı. özlüyor ondanmı bilmem ama resmen tepemde . evde hiç iş falan yapamıyorum zaten sevmiyorumda bu aralar işime geliyor.

  * almalar vermeler çoğaldı. muratın ayakkabısı emirin arabası derkenn bizimki her okul çıkışı bir ricada bulunuyor. dengede tutup bi alıp bi almıyoruz ama insanın içi gidiyor. kanmıyor bide eskisi gibi büyüdü yaa !

  -annee 5 dk (parmaklar 5 halinde ) ıpadle oynıcam biticek , söz annee!
 *Artık olumsuz istekler zamanla sınırlandırılarak mantıklı hale getiriliyor.akıllandıda bizi kandırıyor.

  *uzun zamandır aldığımızı verdiğimiz yazmıyorum. çünki araba , kitap ve legodan başka bişey almıyoruz. araba ve legoları es geçeyim ama son zamanda alığımız kitaplar şöyle efenim :



iş-kültürün en sevmediğim kitabı.hikaye güzel ama kapkaçcının saldırısına uğrayan şarkıcı falan gibi şiddet unsuru varki adam hastanelik oluyor.

i
yine iş-kültürün çok eğlenceli minik balığı...



kidz in mavi serisi. bir tane daha var ama o henüz boraya uygun değil.ama kidz yayınları çok ayrı benim için.









 yky ve Feridun Oral.bizim vazgeçilmezlerimizden.
















yky den kedi hastası boranın günde 5 kere okutup ezberlediği ve çok sevdiği piti , pati ve pusun çok eğlenceli dostluk hikayesi















ilk can yayınları kitabımız.beğendi,ezberledi...










  *buralarda çiçek ve hepatit A uyarısı yapıldı.bizim ilk dozlarını özelde yaptırdığımız aşıları artık bakanlık yapıyormuş. hepatit A'nın ikinci dozu yapılacak haftaya. çiçek ise tek dozmuş , unutmuşum.

  *şarkılar tekrar girdi hayatımıza. okulun etkisi var sanırım. çok eğleniyor söylerken. üç küçük şişeee sallanıyorrr....diye diye dolanıyor.ıpadten gülçin öğretmeni açıp şarkı dinliyoruz birde..

  *Bir dans ediyorki çocuğum o biçim. yalnız yabancı müzikleri tercih ediyor nedense. Türk işine ayağı gitmiyor enteresan. tot sallanıyor bir o yana bir bu yana.

  *şimdilerde heyecanla bayramı bekliyor.anneee bugün bayrammıı diye başlıyor bazen güne. çünkü fatması gelecek. hiçbir daveti kabul etmiyor. hayır gelemeyiz bayramda fatma gelecek diye reddediyor.

 *nihayet poz verebiliyor artık. kımıldanır dururdu önceden. şimdi şöyle dur fotoğrafını çekeyim diyorum , kısa bir süre dayanıyor işte.

  *seyir defteri bir hayli kabarmaya başladı.çizgi film , klip , müzik derken ilk sinema deneyimini yaşadı bora efendi. babasıyla gittiler ve gık çıkarmadan izlemiş sonuna kadar. sonra oyuncağıda alındı ve serüven tamamlandı.




   *bugün ilk yağmur çizmelerini aldık. doya doya yağmur sularına girdi hopladı , zıpladı , eğlendi. çok sevimliler ama ;




  bu ay bizden böyle . ömrümüz yeterse gelecek ay görüşmek üzere. iyi bayramlar herkese....

30 Eyl 2013

Park Muhabbetleri

   Yazmassam çatlarım. Gün bugün , olay yeri bizim sitenin parkı. Borayı okuldan almışım zaten canım çıkmış haydeee parka bir daha. Sitenin cücükleride pek bi alakadar benimle ve Borayla. Eeee öğretmenlik mesleği bi çocukları cezbediyor işte. Derken salıncakta saçları annesi tarafından meç yapılmış! (meç nedir bilmem siyahın üstüne sarı sarı boyalar işte) saçını sordum. Sormaz olaydım. Yanaştı yapıştı ilgi bekledi durdu. Ha bire de şiir okuyo bir taraftan. Önce aldırış etmedim. Ama durup durup tekrar edince bir dikkatimi vereyim dedim. Aynen şu :
 
  -Yıkadığı giyilmez
    pişirdiği yenmez
    kazancı bereketlenmez
   çocuğundan hayır gelmez!!!!!

   şok şok şok!!Dedim bir daha söyle ne bu? Yanıma gelirsen söylerim diye şart koydu. Yok yok ben burdan duyarım dedim. Başladı :
 
    -32 farzı bilmeyenin
     yıkadığı giyilmez
     pişirdiği yenmez
     kazancı bereketlenmez
     çocuğundan hayır gelmez....

   Cidden şok oldum. Kız 5-6 yaşlarında. Okula gidip gitmediğini sordum. Bilmem ne kursuna gidiyormuş. Dedim sen biliyormusun 32 farzı? Yok ama dedi İslamın beş şartını saymaya başladı. Güldük o ara arkadaşla. İkimizde bilmiyoruz ama durumun bu kadar vahim olduğunu da bilmiyoruz tabi.

   Dini eğitimde şu korkutmaları bırakıp sevdirerek yolumuzu çizsek nolur yani haa! Bu yaştaki çocuk anlıyormu bu şeylerden bide? Neyse yorumlamıcam.İzninizle şindi 32 farzı ezberlemeliyim.

9 Eyl 2013

Kreş Günlükleri - 6

  Haftasonu tatilinin ardından endişeli uyandık tabi. Biraz zor kalktı anne az daha uyuyucam dedi. Kıyamadım ama bugün benimde okulda olmam gerektiğinden uyandırmak zorunda kaldım. Üstelik yeniden başlayan vertigomla başetmeye çalışırken. Hiç gitmeyeceğim etmeyeceğim demedi. Hazırlandı , oyuncak şenliği için akşamdan seçtiği arabasını aldı anne sen beni bırakıcakmısın dedi. Yine açıklama yaptım ve usulca bindi arabaya. Kapıda yine güleryüzlü öğretmenimiz bizi karşıladı. Öğretmenini öptü bize el salladı ve gitti. Emrahla güne güzel başlamanın sevinciyle düştük yollara.

  Kapıda beklerken yine koşarak kucağıma :

  -Anneeee mutlu mutlu oynadım anneeeeee!!! diye okulu inletti. Sarıldık koklaştık hemen sohbete başladık.


  Günün ilginç sohbeti oğlumun duygusal anlamda ne kadar büyüdüğünü ispatladı bana. Tabiki bu sohbetlerimiz kaka esnasında öyle fiskos masa başında değil nacizane banyomuzda klozet başında :

  - Bugün oklda ençok hangi arkadaşınla oynadın?

  - Hiçbiriyle :) şaka yaptım anne :)

  - Ne şanslısın bak burada birsürü arkadaşın oldu , bu seferde ben arkadaşsız kaldım :(

  - Aaa neden ?

  - Çünkü biz senin ihtiyaçların için buraya geldik , bu yüzden arkadaşlarım hep Ordu 'da kaldı. Tuba teyze , Pınar teyze , Özge teyze , Suzan teyze ........ tüm arkadaşlarım orda kaldı :(

  - Ama üzülme ben senin arkadaşınım :)

  - Kıyamam büyüdünde anneye arkadaş mı oldum sen :)

  - Fatmaya gidelim anne , onunla daha mutluydum anne , Orduya gidelim , orda yolda oyuncakçı vardı , o çok güzeldi.Fatmayı özledim anne ........

   daha ne yazılırki , her şey bir arada olmuyor işte.......................

3 Eyl 2013

Kreş Günlükleri - 2

  Bora hadi bakalım okula geç kalacağız.

  - Ben okula gitmeyeceğim , okul çok saçma!

  Hadi bakalım burdan buyur.Daha bir günlük okullu okulu saçma buluyor :) Öyle anlıyorumki onu , aklından geçenleri , korkularını...Sürekli konuşuyoruz , anlatıyoruz ama anlamak istemiyorum diyor!

  Neyse hazırlanıp yola düştük. Arkadaşlarına ve öğretmenine gofret aldık. Okulun önünde bir beş dakika oyalandı girmek istemedi içeri. Öğretmeni sağolsun kapıda karşıladı , ikna etmeye çalıştı. Gofretleri dağıtma bahanesiyle girdik içeri. Ben gideyim sen arkadaşlarınla oyna istersen dedim. Mırın kırın etti ve sonra ben vınnnn. Ama nasıl vın okuldayım ve arada kulağım sınıf kapısında. Ohhh şükür ağlamıyo , eyvahhh yine başladı cümleleri peş peşe sıralandı bir süre. Derken bizim oğlanı bastıran başka bir afacan olayı ele geçirdi. Benimki onu görünce sustu. Bende Emrahla çıktım artık son bir saat.

  Okula geldik , haber gönderdik bora gelsin diye. bekle bekle yok! Öğretmeni geldi gelmiyor sınıfta oynayacakmış dedi. Allahhhh dünyalar benim oldu. Sınıfa girdim , yavrum bir mutlu.

  -Anneeeee ben az ağladım , öğretmenimi üzmedim anneeee :)

  Yerim senin ağzını. Okuldan ayrılmamız yarım saati buldu. Bize mantar boyamış , yemeğini bitirdiği için öğretmeni çikolata vermiş , yemekte beyaz pilav , cacık , birde küçük tavuk yemiş.Ama su yokmuş. Öğretmeninden iste dedim. Anne sen iste ben diyemem dedi. Hiç tuvalete gitmemiş. Bu biraz zaman alacak sanırım. Birde arkadaşlarıyla oynamış. Birinin adı Betül diğer kız arkadaşın adınıda hatırlamıyormuş.Ben onun anlattıklarını dinlemeye bayılıyorum. Zaman olurda bu yazıları okursam.....

  Kreş seçmek çok önemli evet. Az önce öğretmeni aradı. Boranın keyfi nasıl , bugün daha farklıydı , yapmamı istediğiniz birşey varmı diye. Çok sevindim. İlgi görmek çok farklı birşey.İçim rahat. İnşallah daha iyi olacak.

2 Eyl 2013

Kreş Günlükleri - 1

  Sabah kahvaltıdan sonra giyindik kuşandık düştük yollara. Bora hevesli ama gergin bir o kadar. Öğretmeni kapıda karşıladı , kucakladı , sevdi....veeeee bizimki başladı ağlamaya . Anne beni bırakma annee , pencereden bize bak anne , aaaa burada ne yapıyorsunuz de annee....gitti. Sonra yine öğretmeninin kucağında geldi , seni öpüp gidicem ağlamayacağım dedi ve yine gitti. Biz o aralar okulun kapısındayız tabi. Mekanı terk edemiyoruz ma'aile. Boynumuzda bir büküklük sanki birimiz başlasak diğeri narayı koparacak. Neyseki ikimizde sakinliğimizi koruyup onu anlamaya çalışıyoruz. Derken içimiz rahat işlerimize koyulduk. Yarım saat geçmedi öğretmeni aradı çok ağlıyor gelin isterseniz diye. Böylece okula geri dönüp sınıfa atıyorum kendimi. Tek isteği yanında olmam. Gerisi boş bağırtı. Çocuklar masayı davul yapıyor - ağlıyor ; çocuklar kanguru gibi zıplıyor - ağlıyor...Bir taraftanda öğretmenimi üzdüm diye üzülüyor yavrum.

   Sonra yemek saati geldi. Ben hep yanındayım tabi. Yemekten sonra keyiflendi. Öğretmeni çikolata hediye etti yemeğini bitirdiği için. Düştük evin yoluna...

  Tecrübe isteyen mevzu kesinlikle.Alev hanımı aradık tabiki.Yarım gün başlamasını , hergün süreyi kısaltarak yanında olmamı söyledi. Doğru birşeyler yapmışız işte. Ama ne biberon nede bez bıraktırmaya benzemiyor. Adam korkuyor işte. Annesizlikten , sesten , çocuklardan , yalnızlıktan.....Kreşe başlayan çocuklarda 3 temel korku olurmuş :

  1- Ya annem beni burada bırakır almazsa.

  2- Ya öğretmenim kızarsa (bu kötü bir bakış bile olabilir. )

  3- Ya altıma kaçırırsam (bir yabancıyla tuvalete gitmek istemez.)

  Durum böyle yani.Ama başta tepki vermesi iyiymiş.Başta tepki vermeyen en geç 2 hafta içinde başlarmış. Ya anneden ayrılma yada kuralsız ve düzensiz çocukların sıkıya gelememesiymiş sebep. Düşününce benimki yine iyi diyorum. Bir alışsa düzenden kuraldan sıkıntı çekmez yavrukuş.Neyse yarın görüşürüz. İnşallah daha iyi bir gün oğlumun olur.

1 Eyl 2013

başımızda var bi konak

  herkesin bir derdi vardır başında. boranın ki sadece konak. sadece dediğime bakmayın bıktırdı artık. bu durum bazı çocuklarda sadece bebeklik döneminde bazılarında 7 yaşına kadar bazılarında ergenliğe kadar bile devam edebilirmiş. haftada bir zeytinyağına bulanan saçlar taranır,taranır,taranır... konaklardan arındı derken hoop bakmışsın yine. çocuğumda saç kalmadı nerdeyse. üstelik farkında olan kerata (anası kılıklı) sürekli kafasıyla oynamakta , konakları koparıp kanatmakta. doktora kaç kere gittik. her biri bir ürün önerdi. uzun zaman babe kullandık. bu sefer annelik doktorluğuna başvurarak mustela aldık. valla boşuna zaman kaybetmişiz babeyle. mustela yumuşatıyor ve kabartıyor konakları. böylece en azından saç kaybını önlemiş oluyoruz. kesin çözüm değil tabi bitirmiyor ama azaltıp yumuşatması bile yetti. her bünye farklıdır tabi bunu unutmamak gerekir.

borakus 33 aylık

  yine aklımda biriktirmeye çalışıp malesefki neydi o yazacaklarım diye düşündüklerim var.unutkanım işte ne yapayım.arkadaşlarım olsa b12 eksikliğinden olmasın ilacı içiyomusun diye dalga geçerlerdi.bora büyüdü işte hemde okula gidecek kadar büyüdü maşallah.

  *unutmadan yazayım dün yine ıpad elinde ve tabiki talking tom benzeri konuşan hayvanlardan biri açık benimki beste yapıyor.aynen şöyle:
    'gözlerini kapa bebeğim,
    seni alır dağlara giderim.' arabesk takılıyor sanırım ama hala gülümsetiyor beni uşağım :)

  *yeni evimizle beraber odası oldu yavrunun.çok mutlu bunun için.kim gelse heyecanla gelin size odamı göstereyim diye koşturuyor.biz tabi tedirgin olduk başta yatarmı yatmazmı diye.çok şükür yavrum yine bize ispatladı kendini.arada bir anneeee diye bağrıyo o ayrı.suyunu başucuna koyuyorum biliyor.yinede annenn suuu diye bağrıyor , beni görüyor suyunu içip geri yatıyor.

  *yeni ev ama sanki oradaki arkadaşlarımızın ve yegane arkadaşı fatmanın buraya geleceğini düşünüyor heralde bazen.sonra çok uzak gelemezler demi anne diyip kabullenme yolunu seçiyor.her fatma dendiğinde içimde bir sızı oluyor işte.o yavrum orda arkadaşsız kaldı borasından ayrıldı diye....

  *uyumak ve yemek yemek öncesi hep bir inatlaşma hakim.uyumucammm , acıkmadımmmla başlayan bir karşı çıkma mevzuu.herşeye karşı geliyor neredeyse.sonuçmu tabiki uykuya ve yemeğe ikna oluyor.Allahtan hemen kanıveriyor.yeterki dilinden anla.

  *burada çok cesaretlendi.hayatta yapmaz dediğin şeyleri deniyor.hep emrahla göz göze bakıp sanki yeni yeni normal çocuk oldu diyoruz.çünkü bora temkinlidi,dikkatlidir,düşüncelidir...geçen denize gittik mesela tutturdu ben denize clopp diye atlıyıcam.atladı ve yüzdüde.biz bakalaldık.aştı kendini benim oğlan aştı.
   parkta kayarken yok çıt dedi yok o çekilsin çarparım gibi korkuları vardı.şimdi burda arkadaşlarıyla bir kayıyorlar alt alta üst üste.gık demiyor.diyorum ya ahaki bora çocukluğunu yaşamaya başladı.onun içinde çok mutlu.yapabildikleri ona güven veriyor.
  eskiden parka giderdik bizi yanında isterdi.şimdi anne baba siz oturun ben oynayayım diyor.vayy bora vay.

   *ancak oyun arkadaşları şu sıralar kendinden büyük ve ablalardan ibaret.burda da buna alıştı.ablalar hep dediğini yapıyor heralde ondan.yaşıtlarıyla pek uyumlu değil bu aralar.

  *elindekini hep kaptırıp ağlayan bora ile çalışmalarımız sonuç verdi.şimdi ne kaptırıyor ne ağlıyor.birde paylaşmaktan hoşlanmıyor bu aralar.buda sanırım hep ona ait olan şeyleri alıp götürecekler diye düşünmesinden.okulda onada alışır.

  *çizgi film izlemek ve ıpadle oynamak çok keyifli bu aralar bora için.sınırlandırıyoruz tabi ama alıştı.eee biz ev eşya bilmem ne derdine düştük dursun diye ha bire tv açtık ıpad verdik eline olacağı buydu.ilk birkaç gün oyuncakları özlediğinden oynadı vakit geçridi şimdi bitti.bizde bu yüzden sokaklarda hem yeni şehrimizi tanıyoruz hemde borayı yoruyoruz ne yapalım.

  *utangaçlık ve duygu alımında dorukta bu aralar.üzülsem yada malum ağlasam bir haller oluyor hemen dudağını büküveriyor.artık hiçbişey saklayamıyoruz ondan.yanında kıyafetlerimi giyecek olsam utanıyor bir bakışlar kaplıyor yüzünü bayılıyorum.bayılmak bir tarafa artık daha dikkatli davranıyoruz bu konularda.

  *alışverişlerde borayı sürüklüyoruz artık bunun fiyatını sor bilmem ne diye.utanıyor tabi önce ama sonra alışıyor.alış veriş yaptığımız insanlar kesin sinir oluyordur ama nolur yani bir çocuğun sosyalleşmesine katkıda bulunsalar.
 
  *kumbarada para biriktirme işine başladık.geçen akülü arabalara heveslendi.bende tamam kumbaranda para biriktir al dedim anlattım.o günden beri sömürüyor bana para verin diye.yada birşey istediğinde aramız yok diyoruz gidip kumbarayı getiriyor benim var diye.işler sarpa sardı napacağız bilmiyorum.

  *o kibar konuşan çocuk uçtu gitti.geliyorum seviyorum alıyorum diyen bora geliyom seviyom alıyom demeye başladı.hayırdır inşallah.

  *hala hiçbir işin kendi yapamıyor.çorabını çıkar bari dimi.ı ıhh.çıkaramıyommmm diye ağlıyor hemen.mücadele ruhu yok hiç.anne ve babasına benzememiş.yeni hedefimizde bu var.yapabilirsin oğlum,bir daha denemelisin,bulabilirsin oğlum vs. vs.

  *ve tabiki hala ağır ayak.belki 50 kere hadi oğlum diye sesleniyoruzdur.daha hala tanımadı dünyayı.inceleye inceleye 5 dakikada bir adım atıyordur heralde.ahhhh ah.ben bide sabah borayı hazırlayıp okula bırakıp okula gideceğim.görün bakalım ne günler bekliyor bizi.



okul için çekilen ilk vesikalık.gülmekten öldürdü bizi çektirene kadar..



  *ve tabiki okul.boranın sosyalleşme sürecüne en büyük katkı olacak inşallah.doktorumuzun görüşü de o ki 3 yaşındaki bir çocuğu evde tutmak ona verilen en büyük cezadır.ee boranın durumu zaten belli.hiç aramadan yol üstü bir kreşe uğradık.beğendik konuştuk.evi yerleştirdikten sonra alışması için götürdük borayı.ikinci gün benimde kata çıkmam gerekti çünkü ağlıyor.müdür büyüklerle oynar diye büyük gruba koymuş onlar yemek yerken yalnız kalmış ve başlamış ağlamaya.neyse ertesi gün haftasonu tatili başladı.pazartesi oldu gitmemde gitmem.ikna edemedik.o ara gezinirken hayatta göndermeyiz diye düşündüğümüz başka bir kreşe baktık.görüştük konuştuk ve nasıl gelişti anlamadık kaydını yaptırdık boranın.bora çok hevesli öğretmenini çok sevdi.yarın nasipse kesin başlıyor.kesin dediğim bu aralarda sadece oynaması için götürüyorduk.alışverişini yaptık.tek kalan kiloduna kadar herşeyine adını yazmamız.onuda btirdikmi tamamdır.

   (kreşe görüşmeye gittiğimizde kontenjanın dolu olduğunu ama biraz düşünmesi gerektiğini söyledi müdür bayan.o arada bizi uğurlarken benim oğlan ortadaki kırmızı püsküllü halıya eğildi ve anne ben bi namaz kılayım dedi.secdeye eğildi Allahu Ekber dedi kalktı.şok oldum.hiç yapmadığı şey ve o ara nasıl geldi aklına.çok gülmüştüm.ve hala gülüyorum.)

   evet yarın okullu oluyor bora.bir heyecanlıyızki.tabi aklımızda sorularla.inşallah doğru karar vermişizdir ve inşallah bora hemen uyum sağlar.kreş günlükleri başlıyooorrrrr!!!!!!


yeni yenilikler

   her tatil dönüşü aynı başlık hep.hep yeniklerle başlanan ve hayata böyle bağlanan üç insan.bu sefer en büyük yenilik mekan değiştirebilmekle oldu.şükürler olsun hayalini kurduğumuz yerde kdz ereğlideyiz.oldu bitti hiç bilmeden tuturmuştuk ereğli diye.süpriz oldu ve çok şükür oldu.
 
  yenilikler var hayatımızda evet.artık ayakkabılarımızı apartman girişinde çıkarıp terliklerle pis halılardan tırmanmıyoruz,artık yağmur yağınca su çamur olacakmı diye endişe etmiyoruz,artık eylülde başlayıp temmuza kadar süren soba sıcağını aramıyoruz,artık camdan yada balkondan bakarken tedirgin olmuyoruz,artık kulaklarımız küfür duymuyor gözlerimiz hiçbir kaçamak bakış yakalamıyor,artık heyelan indimi yol nasıl acaba diye düşünmüyoruz,artık aşağıda hava nasıl insekmi acaba diye düşünmüyoruz,artık boraya kim iyi bakar diye düşünmüyoruz,artık borayı sadece okul bahçesine götürmüyoruz,bora hastalanırsa izini yolu hastaneyi düşünmüyoruz,her tatilde valizler elimizde orda burda o kadar zaman ne yapacağız diye düşünmüyoruz,artık hayatı kolaylaştırmayı,yaşamayı,basit sorunları görmezden gelmeyi biliyoruz...

  çok uğraştık bu günler için.epi topu kiralık eve çıktığımız için yaşadığımız sevinci görmeliydiniz.ev alsak heralde deliririz.o da o kadar uğraştıkki ev bulabilmek için.şansımıza ev sıkıntısı varmış bu sene ereğlide.şükürler olsunki istediğimiz evi bulduk.hatta balkonumuz denize bakıyor daha ne diyeyim.

  e ama herşey bir arada olmuyor tabi.en öğrendiğim bu belki hayatta.her güzellik bir arada olmaz.burda ikimizin okulu köyde yani hergün yola gidip geleceğiz.alankentteki 5 dakikada evde olma sefası bitti.bu arada benim okulum sarıkamışta beraber çalıştığımız ömerin görev yaptığı okul.tesadüfün bu kadarı yine beraberiz.birleştirilmiş sınıflı minicik bir köy okulu.borayı kreşe yazdırdık.(borayla ilgili gelişmeleri daha sonra yazacağım)ve belki en önemli eksiğim sevdiğim insanları orada bırakmak oldu.sağolsun meb 26 ağustosta açıklayacağı eş özrünü 28inde açıkladı.her durumda zaten gidemeyecektim ama kimseyle vedalaşma şansımız olmadı.malum yaz tatili kimsecikler yok oralarda.şimdi herkes dönüş yolundayken gönlüm oralarda.canlarım ya çok özleyeceğim onları...

  şimdilerde alışmaya çalışıyoruz.hep boranın geleceği için istedik çok şükür nasiboldu.ve bora çok değişti.her kapıdan gelene heyecanla odasını gösteriyor.çok mutlu:)kendine daha çok güveniyor,daha girişken daha cesur.inşallah herşey dahada güzel olacak.gerisi sağlık huzur.daha ne isteyeyim ki.....
 

12 Tem 2013

Tatil Kuşu

  Malum okul kapanır kapanmaz soluğu aldık Ankara'da.İlk hafta yorucuydu.Emre amcamızı evlendirdik.Emreyle Özge erdi muradına.Düğünümüz çok güzeldi.Tabi Boranın benim oynamama alerjisi devam etmesi sorundu.Özlem teyzemiz çok yardımcı oldu sağaolsun.

  Arkadaş ziyaretleri falan filan derken ramazana kavuştuk.Günler uzun ve hayli yorucu.Boranın horozlar ötmeden uyanması cabası.Yenimahalle Belediye'sinden ayrılan çayyolunda Çankaya Belediyesi Ramazan eğlencesini devam ettirmemesi hayal kırıklığına uğrattı tabi.

  Bora ise park kuşu.Hergün iki posta park turu yapıyoruz.Daha tam açılmadı ama tahmin ettiğimden çok girişken.Geçen benimle oynamak istedi.sen oyna oğlum bende kitap okuyayım dedim.Boynunu büktü ve ama benim arkadaşım yokki dedi.İçimin yağları eridi tabi.

  Çok değişti ama.Bir inat bir şımarık değişik bişey oldu.En kötüsü (benim için ) 10 dakikalık yolu 40 dakikada yürümemiz.O kadar şeye dikkat ediyoki o kadar ağır yürüyoki anlatamam.Emrahla dalga geçiyorum en hızlısı buysa diğerleri nasıldır acaba diye :)

  Zeytin ve pekmeze geri başladı.Kendi evimizde olmadığımızdan düzeni her anlamda bozuluyor tabi.Ne yapalım bizimde hayatımız bu işte.Almancılar gibiyiz ne buralar bizim , ne oralar.Üstelik tayinlerden de hiç ses seda yok.Olacağıda zor zaten.

  Anlayacağın yine dertliyim blog.Zamanı geçiriyoruz işte.Tatil planımız yok henüz.Tayinleri bekliyoruz , anca ondan sonra.Biraz kardeş planı yapasım var.Onada üşeniyorum.Hayatının düzeni olmayan insanlar neyi planlayabilirki!Üstelik Ebru hanım da istanbula gidiyormuş.ona bile üzüldüm:(

  Gelen günleri beklemekten başka çaremiz yok.Sağlıkla gelsinde aman yine başka bişey istemem.

4 Haz 2013

  Üzgünüm , tedirginim , çaresizim...

  Gezi parkı için başlayan direnişin alınması gereken mesajın ulaşamamasından doğan gerilimlerden ,  insanları birbirine düşüren yönetimlerden , herşeyi hep uçlarda yaşayıp orta yolu bulamayan insanlardan , örtbas etmeye çalışırken eline yüzüne bulaştıran uyanıklardan , hep bir gruba dahil olmak zorunda olmaktan ve kendim için en kötüsü bir grup bulamamaktan ve en kötüsü oğluma nasıl bir gelecek sunulacağı endişesinden....

  Öte yandan  Bora diş çıkarıyor.Huysuz ve bana düşmesinden....

  Okul desen mezuniyet sıkıntısı ve gelecek kaygısından....

  Baş dönmesiyle başlayan sebepsiz sağlık sorunlarımdan....

  ve az önce gelen ve hiç görüp tanıyamadığım babannemim vefat haberinden....

  niye neden nasıl???

24 May 2013

Borakuş 30 Aylık

  Artık kendide biliyor büyüdüğünü.İki lafından biri ben büyüdüm anne!Ben bebekken şöyleydim , şimdi böyleyim diye kıyaslamalar bile yapıyor.Artık tam 2.5 yaşındasın küçük adamım.Unuttum bile geçmişi.Sanki bana anne diyen bu çocuk hep hayatımdaymış.Hep varmış gibi.Allahın izniyle hepte varolsun inşallah....

   *En büyük maceramız tuvalet mevzunu halletmiş olmamız.Tamamen hallolması 10 günü buldu.O kadar gözümde büyüyorduki , ben Borayı bez sevdalısı diye düşünürken şükür problemsiz atlattık.Bu Boradan kaynaklandı tabiki.Şimdi hiç kaçırmadan söylüyor artık.Zaten doğru düzgün kaçırmadıda.Az kaçırıp tutuyordu sonra tuvalete gitmek istiyordu.Kakada hiç problem olmadı.Benim endişem başka yerlerde ne yapacağıydı.Bunun için arada bizim tuvalete götürüyordum.Malum bizim gezmelerimizde 2 saat yol aralığı var.Ancak Bora neredeyse 2.5-3 saatte gidiyor tuvalete.Böylece dışardaki tuvaletler sorununu da çözdük.Geceleri ise bazen vızırdayıp kendi uyanıyor , bazen hiç kalkmıyor.Hiç müdehale etmedim ilk günler hariç.Sadece 2 kere kaçırdı yatağına.Ama sabah bir yapıyor  , lazımlığın haznesi kadar.Bu arada lazımlığın müzikli olması işe yaradı inkar edemem.

  *Diğer mevzu tuvalet sorununu çözen Boradaki özgüven patlaması sanırım.Sürekli ben büyüdüm , kendim yaparım , ben ben ben cümleleri işgal etmekte hayatımızı.Kendine güveni arttı sanki.Çokmu övdükte çocuğu bu hale getirdik bilemiyorum ama iyi oldu sanırım.

  *Tam bir sokak kuşu artık.Okuldan gel dinlen , Borayı dışarı çıkar.Evde neredeyse hiçbir etkinlik yapmıyoruz neredeyse.Dışarda sosyalleşmesi , çevreyle iç içe olası onunda bizimde daha hoşumuza gidiyor.Öğreneceğini yine öğreniyor zaten.Neredeyse ülke şartlarındaki 1. sınıf müfredatını tamamladık zaten :)

  Hep düşündüğüm o ki Borakuş şanslı bir çocuk.Köy gibi yerdeyiz işte.Burada hayvanları tanıyor , meyveleri ağaçtan topluyor , çocuklarla iç içe sürekli...Hafta sonları sahile iniyoruz.Deniz görüyor , kalabalık görüyor , şehir görüyor...Tatillerde Ankaradayız,Orada aile ve akrabalarımızı görüyor.Büyük şehir imkanlarından faydalanıyor.Üzülmekten vazgeçtim.Bora burada hiçbirşeyden mahrum değil çünkü.Ama yinede bu sene sondur hayırlısıyla...

  Diğer taraftan biryere gitmek ölüm.10 dakikalık mesafe bize 1 saati buluyor.Yavaş yürüyo , börtü böceği inceliyo , her gelen sesin sahibini arıyo , bilmem ne bilmem ne.Bahane çok valla.Bazen daralıyorum hadi Bora demekten.

  *Yemek diye bir sorun yok hayatımızda şükür.Önüne ne koysam yiyor tosunum.Zeytin , pekmezi terk etti o ayrı.Birde tanımadığı yiyecekleri tadarken bi tedirgin oluyor.Abur - cuburada bayılıyor ama almamaya çalışıyoruz.Simit sevdalısı oğlum benim.Anne et yap yanınada cacık yap diye siparişler bile başladı.Geçen gece çörek istedi.Tam uyku saati nasıl ağlıyor çörekte çörek.Tamam yat sabaha yapıcam dedim.Sabah gözünü açmış çörek yaptınmı bakıcam dedi!yuh sana ya...

  *Bu ay dans ayı oldu.Lazımlıkla dans etmeye başlayan Bora , artık her duyduğu müzikte başlıyor popoyu sallamaya.Ortam fark etmiyor.Yeterki müziği beğensin.Hemen olduğu yerde zıplayarak , popoyu sallayarak ve kollar bir oyana bir bu yana haydaaaaa

  *Beklenen an.Pipiyle oynamak bir tarafa popoyla oyun başladı artık.Birde seviniyor.Anne bak bezle elliyemiyordum kilotla elliyorum diye..

  *Korkuların biri bitiyo biri başlıyo.Yani korkumuz yollar ve arabalar.Kenar mantığını abarttı iyice.Araba sesi duyduysa tırmanacak yer arıyo ve kımıldamadan duruyo.Yeni bir aşma operasyonuna ihtiyacımız var.

  *veeee son azılarda çıktı.Alt iki son azı tamamdır.Kaldı üstler.Dişleri öyle güzelki yavrumun boşuna endişe etmişim yok dişi nolacak bilmem ne diye.Hay ben şu herşeye üzülen aklımı napayım!

  *Canı çok tatlı yalnız.Düşse yada ufacık yaralansa kıyamet kopuyor.Öptürüyor öptürüyor duruyor.Dün parmağını merceğinin camı kesmiş , minnacık bişey.Tam 50 kere öptük heralde.

 


Biricik arkadaşıyla beraber Bora.Annesi görse kızımın fotoğrafını kaldır diyecek ama çok seviyorum bu hallerini bücürlerin.Araları bu aralar bozuk olsada onlar beraber büyüdü , kardeş gibi.Canlarım.....

 *Artık 20 ye kadar sayıyor yeşil eriğim.Oyuna başlarken en güzeli 1-2-3 başlaaaaaa diye bağrıyor ya bayılıyorum işte o zaman.








 *Borakuşun ev tipi tünelli kaydırağı.İlk düşüşünü dönerli kaydıraktan olunca tünelli daha güvenilir geldi bizim garanticiye.Birde yüz üstü yatıyor içine salıyor kendini aşağıya.












  *Garanticilik demişken inanılmaz temkinli anlatamam.Çocuk her adımı her şeyi hesaplıyor.Planlamadan hiç birşey yapmıyor.Aksi bir durumda ise tahmin edersiniz yıkılıveriyor.Nası yay burcu anlamadım gitti.

   *Çok kibar , saygılı ve düşünceli.Sanki büyümüşte küçülmüş.İzin almadan hayatta bişey yapmaz almaz.Geçenlerde komşu çikolata veriyor.Üstelik ikinciyide vermek istiyor.Almadı.Bir tane yeter diye.Kuzum inciniyor bazen bu tutmundan hep başkalarının onu düşünmesini bekliyor.Geçen arkadaşlarla toplandığımızda tüm çocuklar teyzelerinden sakız almak için etrafına toplanmış , benimki bir köşede istemeye çekinerek düşünülmeyi bekliyor.İçim gidiyor o zaman.Çocukluğunu yaşamıyormu diyorum.üzülüyorum ama incine kırıla öğrenecek belki.Zamanla alışacak belki...



*Yine babasının yaptığı ev tipi baterisi.Emrah Sanatla ilgilenmesini çok istiyor.Bora başka olsun istiyor.Bir baba oğlu için ne isterse onu istiyor işte.Canı gidiyor Bora için.Belki tüm babalar gibi.Ama ben seviyorum onların aşkını.Baba- oğulu seviyorum...

19 May 2013

Yarık Damak

   Hocam dedi bizim burdada bir kız var aslında o da konuşaıyor yarık damak olmasın?Hatta eve kapatmış kendini kimse onu anlamıyor diye , içine kapanmış...
   Aradan bi hayli zaman geçti Kuran kursu hocası söyledi sonra.Bir kız var konuşamıyor o da yarık damak olmasın dedi.Okuldaydım.Aradım kızı bana göndersene diye.Hayalimde ona yardımcı olabilmek ve içimde koca bir heyecan.
  22 yaşında bir genç kız.Yaşıtları kendini beğendirme çabasına girmişken o yanına bir arkadaşını daha almış.Olaki konuştuğunu anlamazsam kendini anlatsın diye.
  -Hoca beni kurtar diyor , başlıyor ağlamaya.Ben-kurtarmak.Yok diyorum sadece tanışmak istedim , yol göstereyim dedim bir dur bakalım.
   Evet yarık damak.Küçükken bir ameliyat geçirmiş ama kulak burun boğaz doktoruna.Küçük dili yok.Götürün zamanla düzelir demişler.Sonrası ilgisizlik , buraların gelenekselliği.Konuşuyor yanlış anlaşılmasın.Ama genizden.(Okulda bir çocuk daha var onun gibi.Ama o talihsizin ameliyat parasını babası kumarda yemiş.)Dur diyorum ben buralarda bir doktor araştırayım sana haber gönderirim.
  Ertesi gün babası geliyor.Durumdan bahsediyor.Araştıracağımı söylüyorum sadece.Buralar öyle sizin bildiğiniz gibi değil.Burada insanlar fındığı , patpatı , tarlayı bilir sadece.Öyle gezeyim , çocuk hasta bakayım yok.Neden hem ihmal , hemde ulaşılabilirlik.Mesafeler uzak buralarda hayata.Herşeye bir yol kadar uzaksın.O yolki 15 yıldır bitmek bilmemiş.Türlü heyelanlara türlü canlara sebep olmuş.Üşenir olmuşlar sonra , yol hep gözlerinde büyümüş.Malum yurdumun her yerinde o özenli sağlık kurumları da yok.Karadenizde Samsuna gideceksin örneğin.Ne yol ne para ne yeri dert etmeyeceksin.Buda çok kolay olmuyor işte.Üstelik sağlık güvenceleri de yok.En kötüsü bu oluyor.Moralim bozulsada müdürümüz kaymakamlıktan ordan burdan toplarız diyor bişeyler.
  Derken Orduda plastik cerrah buluyoruz.Getirin bir bakayım diyor.Emrah Figen hanımı arıyor , dayanamayıp.Müsait olduğunda hemen dönüyor sağolsun.Durumu anlatıyoruz.Para işini sosyal hizmetlerden karşılanacağını , o işin kolay olduğunu söylüyor.Sonra kızı istiyor.Bir konuşayım , durum nasıl diyor.Kızcağızı bulup tekrar arıyoruz.Figen hanım belli seslere odaklı sorular soruyor.Netice:hemen bana getirin.Bu işi oralarda yapamazlar , yaşı da baya büyük diyor.Üstelik konuşma terapisi görmesi gerek diyor.Ameliyatında da hatalar olabilirmiş.
  Ailesine söylüyoruz.Baba pek yanaşmasada Ankara işine yeşil kart çıkarmak için kolları sıvıyor.
  Dün öğrendikki yeşil kartı tamam Cansu'nun.Bakalım zaman ne gösterecek.

26 Nis 2013

Hüzün

  Gün olur hiç farkında olmadan bir çatışmanın ortasına doğduğunu hissedersin.Minicik kalbin sadece sana yakın olanı seçmeyi doğru bulur.Oysa doğru olan o minicik yürekteki hayalden oyunlar , park bahçe koşuşturmaları.Çözmeye bile gerek duymazsın.Çünkü sadeliği bilmeyen karmaşadan rahatsız olamaz.Belki zaman ihtiyaç doğurur ve sığınmak istersin.İşte sorgulamaya başladığın an büyümeye başladığın andır.Fakat büyümek bile çözemez , başkalarına göre hala çocuksundur.Kabullendiğin an ise geç olmuştur artık.Dedim ya alışmışsındır kargaşaya amaan dersin böyle gelmiş böyle gider!
 
   Gecenin bir saati şair olup hüzünlenesin gelir.Hiç tanımadığın iki yiz gülmektedir işte sana.Hiç tanımadığın ama canın senin.Senin için çok kıymetli olan insanın en yaşlı hali.Hayattaki en koca bağın.Yok ötesi.Biri nenen biri deden.Ne elini öpmüşlüğün ne kokusunu almışlığın ne yüzlerini görmüşlüğün var.Şimdi gülüyorlar ya fotoğrafta belki hep böyle kalacak aklında.Sen içinde pişmanlıklarını yaşarken geç olacak.Sen sorgularken çabasızlığına kızacaksın bir taraftan.Geç oldu biliyorum , çok geç kaldım.




Bende gülümsüyorum size şimdi.Belki beni bilmediğiniz kadar seviyorum şimdi.İçimdeki çocukta yok kalan bir nene dede özlemiyle.Dilimde dua içimde hüzünle........


25 Nis 2013

Tuvalet Mevzuu 6-7.Gün

   5.Gün :
   *Bugün benim çocuğum hayatta yapmaz tezinin son bulduğu günlerden bir tanesi.Tatili ve güneşi fırsat bilip kendimizi sahile attığımız bir gündü.Tedirgindik ama bir yerden başlamalıydı oğlum başka tuvaletlere alışmaya.Neyseki kabullendi.Klozetlere yüzükoyun yapmayı.Erkek evlada sahip olmanın faydasını ilk burada gördüm.
   Gel gelelim zavallı yavrum oyuncakçıda çökmüş kamyonlarla oynarken :
   -Emrah şimdi kaka yapıyomuş! dedim
   -Yok canım Bora dışarda hiç yapmazki , dedi,
   O an Boramız eli pipisinde anneeee kakaaaa diye ağlıyordu.Tut oğlum derken elimi popya bir götürdümki o da ne?İş bitmiş zaten.Allahtan Ordu küçük yer.Hemen arabaya koşalım dedik.Ama biz iki akıllı Bora için hazırladığımız çantayı evde unutmuşuz.Görev dağılımıyla bu işi çözdük.
   Gelgeleleim bizim oğlan bezsiz ilk park deneyimi yaşadı.Aynı zamanda nezlenin verdiği rahatsızlıkla gerrindi , gerdi....


   6.Gün :

  *Sorunsuz sıkıntısız bir gündü.Az kaçırdı anne çişe gidelim dedi.Anne çişe gidelim ama kakam yok dedi.Anne çiş yaparken kitap oku dedi.Anne çişe bunuda şunuda götürücem dedi.Dedi dedi dedi.....

  *Tuvalet fobisi bitti bence bugün.

  *Çişler de artık kaçmıyoz lazımlıktan.Bora bu işi kendisi çözüyor artık.Daha bu mevzunun bitmesine çok var bence.Bıraktık.O bizi yönlendiriyor artık.

23 Nis 2013

Tuvalet Mevzu 4-5. Gün

4.Gün :

  *Ablasıyla ilk günüydü ve ben tedirgindim tabi.

  *Ablasına bol öğütler verdik ve kitaptan okunması gereken bölümleri gösterdik.(İtiraf ediyorum bu konuda çekilmezim.Kızcağız neler çekti benden)

                                               
  *Hamileyken de takip ettiğim kitabın ikinci cildi bu.Biz çok faydalandık , faydalanıyoruz.


  *Akşam yemekten sonra kakasını yapmak için tuvalete gidelimmi dedim ve kitap okuyarak kaka yapmayı kabul etti.Sonra kakayı kurbağaya benzzetti:)

  *Yatmadan ve dışarı çıkarken tuvalete gitmesi gerektiğini ;ayrıca çıkınca ellerini yıkamayı alışkanlık haline getirdi.

  *Akşam çişin tamamını kaçırdı.



 5.Gün :

  *Hiç üstüne gitmedik tuvalete gidelimmi diye.Bugün şartları  o koydu.Çorbamı içip gidicem anne gibi.

  *Tuvalete gitme sıklığı baya uzun aralıkta.bugün beden hareketlerinden anlayıpta sorduk:Tuvalete gitme ihtiyacın varmı diye?Anladıkki kararı ona verdirecek cümleler onu daha tatmin ediyor öyle yapmaya başladık.Sıkışınca bacaklarını büzüştürüp pipisini tutuyor.Gidermisin deyincede reddetmiyor.

  *Tuvalete karşı isteksizliği azaldı.Sadece kararı onun vermesi gerekiyor.

  *Lazımlıktan fışkıran çişler için pipiyi o tutuyor artık.Üstelik bundan çok memnun.Başardım duygusu kabarmaya başladı.

  *Mutfakta bulaşık yıkarken ! anne çişim geldi dedi ilk kez.Ama hepsini kaçırmıştı.Olsun ilk kez o teklif etti.

  *Akşam kakasını yine kitap okurken yaptı.No problem.

  *Uyumadan yine çişni yaptı ve uyudu.

  *Geceleri uyuduktan iki saat sonra tuvalete götürüyorum ve sabaha kadar kalkmıyor.

   Yolu yarıladık sanırım.................

22 Nis 2013

Tuvalet Mevzuu 3.Gün

  *Gece bezsiz uyudu.Gece dakika başı kontrol ettim.Sabah kuru uyandı.

  *Öğlene kadar hiç kaçırmadı.Ancak tuvalet konusunda isteksiz.Endişe sardı beni acaba tutuyormu diye ama pek ihtimal vermiyorum.

  *Hiç sormadım gidelimmi diye , o da hiç gidicem demedi zaten.Sadece uyumadan yada bir yere gideceksek gitmemiz gerektiğini söylüyorm.O da kabul ediyor.

  *Doğru alışkanlık kazandırmak için eler her defasında eller yıkanıyor.

  *Asıl sorunumuz lazımlıktan dışarı taşan çişler:)Pipiden fırlıyor.Oğlanda temiz titiz üzülüyor dışarı yaptım diye,kesiyor hemen.Pipiye müdehale ediyoruz valla...

  *Beklenen an akşam yemeği sonrası.Dün güzelce tuvalete yaptığı kakayı bugün kaçırdı.Kalanını tuvalete yapmak istemedi.Sizin tuvalete yapıcam dedi ve biraz yaptı.Ben pimpirikli yine kurdum tabi.Yarınki kakayı bekleyeceğiz.

  *Akşam çişin tamamını kaçırdı ilk kez.Genelde az kaçırıp tutup geliyor ve kalanını yapıyordu.Bu sefer tamamı boca oldu:)

  *Sonrası yine yatış...

21 Nis 2013

Tuvalet Mevzuu 2.Gün

   *Sabah kuru bezle uyandı.Hemen bezi çıkarıp çıklama yaptım.

   *Öğlen saat 13 e kadar 3 kere kaçırdı ama tamamını değil.Az kaçırıp anne değiştir diye geldi.Bende tuvalete götürdüm.Kalanını tuvalete yaptı.

   *Hep kendi lazımlığını alışmasın diye açıklama yaparak bizim tuvaletede götürdüm.Ellerinden tutup destek oldum.ve anlattım istediğimiz tuvalete gidebileceğimizi.

   *Zırt bırt çişin varmı diye sormadım.Kaçırmasına müsade ettim.Islanmayı bilmeyen kuru kalmayı bilemez bana göre.

  *Öğlen uykusuna yatmadan yine tuvalete götürdüm.Yatağını hazırladım ve bezlemedim.Kuru uyandı.

   *Akşama kadar yaklaşık 3 saat aralıklarla gitti tuvalete fakat hiç kaçırmadı.

   *Tuvalete her defasında zorla gitti.İstemedi.Konuşup gerekliliğini anlattım.Yaptı ve müzikle dans etti.

  *Beklenen an akşam yaşandı.Saat 20 gibi kakasını yaptı ve başardığı için çok mutlu oldu.Ödül olarak babasının aldığı legoyu çok beğendi.

   *Akşama kadar sürekli başardığından ve artık bez giymediğinden bahsetti.

   *Akşam uykusundan 2 saat sonra tuvalete götürdüm ve sabahı bekliyorum.

 

20 Nis 2013

Tuvalet Eğitimi 1.Gün

  Artık büyüdüğünü ve bez giymesine gerek olmadığını kilotla daha rahat edeceğini anlattık ve ısrar etmeden giydi.

  *Yarım saat arayla çişinin olup olmadığını sorduk.Tabiki yok dedi.

  *Bir saat arayla tuvalete götürdük.Çoğu zaman zorla geldi.Sonra kabul etti ve yaptı.

  *Tuvaletini banyoya sabitledik.Odaya şuraya buraya getirmedik.Zaten o da farkında değil.Üstelik ben titiz geçinipte evin ortasında tuvalet sorununu çözenlerden rahatsız oluyorum.

  *İki defa kaçırdı.Olabileceğini çişin üstünü ıslattığını , kilodun bez gibi olmadığını anlattık.

  *Kaçırdığından raratsız olup değiştir diye geldi.Değiştirmeden önce pipide biraz daha çiş kalmışmı diye tuvalete götürdük ve yaptı.

  *Gece yatmadan dişleri fırçalamdan önce tuvalete gitmeliyiz diye açıklama yaptık.Ve yaptı.

  *İstemessemde hazırlığımız olmadığında gece altını bezledik ve sabaha kupkuru uyandı.

  *Tuvaletimiz çiş yapınca müzik çalıyor.Önce korktu burakıp kalkmak istedi.Bu müziği tuvaletin teşekkürü olduğunu , Bora çiş yaptı diye mutluluktan çaldığını söyledik.Sevindi sonradan.Bitirip dans etmeye bile baladı.

Tuvalet Eğitimi Hazırlığı

  Tuvalet eğitimi tamlaması çokta hoşuma gitmiyor aslında.Bana göre tuvalet eğitimi tuvaletin nasıl kullanılması gerektiğini çağrıştırıyor.Bunu düşündüğümde yurdum insanının bu konudan mahrum olduğunu düşünmeden edemiyorum.Toplu yaşam alanlarının tuvaletlerini biliyorsanız beni anlamışsınızdır.Düşünün okul çağı çocuğuna bu eğitimi vermemiz için müdürümüz geçenlerde maşrapa bile dağıttı öğretmenlere.Durum vahim yani!Hal böyle iken benim yapmaya çalıştığımın adı hazır olduğunu hissettiğim oğlumun çiş ve kakasını yapmasına yardımcı olmak.Yani bez bırakmak biberon bırakmak gibi değil.Kabul ikisinide biz öğrettik ama beze kendisinin karar vermesi gerek.Gerçek anlamda hazır olması gerek.

   Derler ya işin psikolojik tarafı diye bana kalırsa o baskıyla alakalı.Sen halının bir köşesi çiş oldu diye bağırıp kızarsan kaka yap yoksa diye tehditler savurursan tabi başaramadım duygusu çocukta yaralar açar.Ama bunun tersi çocuğa nasıl olması gerektiğini anlatıp teşvik için dozunu kaçırmadan ödüller verip desteklersen sorun olmaz.Bunlar tabiki benim düşüncem sonuçta hiçbir uzmanlığım yok.

  Biz ne kadar hevesliysek taa 20 aylıkken almıştık lazımlığını.Bora kakasını 18 aylıkken haber vermeye başlamış ben çişi bekleyip ertelemiştim.Meğerse önemli olan kakayı haber vermekmiş.Tuvalete oturmayı kabul edip oynaması uzun zaman aldı.Israr etmedim çünkü amacım başlamak değildi.Arkadaşı Fatma çoktan öğrenmişti.Bora bundan kısa süre etkilendi.Biz sürekli gidip çişimi yapayım, kakam geldi sen bekle geliyorum gibi cümleler kurmaya başladık.

  Geçen altını değiştirirken anne kilot giycem bez giydirme dedi.O akşam sürekli tuvalete yaptı fakat gece bez giydirdim yine.Sabah kalktığında bez kupkuruydu.Bir şimşek çaktı ve dedimki Emrah gel biz bu işi bir an önce halledelim.İşin aslı önce kendimizi hazırladık.Ne yapılır ne yapılmaz ee gece kalkabilirmiyiz gezmeler nolacak falan filan planımızı yaptık.Bora tuvalet ihtiyacını sorunsuz hale getirene kadar ev hapsine karar verdik.

  Son bir haftadır peluş oyuncaklarını tuvaletine oturup hadi sırayla çişi yapalım oyunu oynadık.Borada sırası gelince oturdu (beziyle) ve hatta kaka yapmaya oynadı. Cuma gününe hem kendimizi hem Borayı hazırladık.Bu güne karar vermemizin sebebi hafta sonu evde olmamız ve hafta içi Bayram tatillerinin olmasıydı.Cuma günü artık bez takmayacağız kilot giyeceksin dedik ve gidip beraber kiloslarını aldık.Daha önce alıştırma kilodu denedim ama giymek istemedi.Bir diğer taraftan da malum bezler emici olduğundan ıslaklığı hissetmiyor.Normal kilotta kaçırdığı zaman ıslaklığı hissetmesi önemli bence.Bunun için tercihimizi kilottan yana kullandık.
 
  Bu arada Bora 28. ayını tamamlamak üzere.İdeal olan 28-30 ay arası başlamakmış zaten.Biz Boranın fiziksel ve zihinsel olarak hazır olduğunu düşündük.Şunlara bakarak mesela ;

  *Eğer zıtlıkları ayırt edebiliyorsa ,

  *Kaka ve çiş ayrımını yapabiliyorsa ,

  *Kakasının düzeni yani ne zaman yaptığı belliyse,

  *Verilen komutları anlayıp yerine getirebiliyorsa,

  *Bezi 2-3 saat aralıkla kuru kalabiliyorsa,

  *Bez yerine iç çamaşırı giymeye istekliyse ,

  *Kokuya karş duyarlıysa yani kaka kokusunu hissedebiliyorsa ,

  *Basit giyinme işlemlerini yapabiliyorsa , hazır demektir.Bunları inceledikten sonra biz kararımızı verdik.

   Daha önceden kitap siparişi vermiştik.Bunlarında ödül olabileceğini düşürnerek , cuma günü okuldan gelir gelmez bezi çıkarıp kilodunu giydirdik..