23 Oca 2013

Hediyem Olsun

     Hikaye Sivas'ın bağrından kopup Ankaraya taşındığımız yılda başlıyor.Lise dönemine geçmiş,saygıyı ve çalışkanlığı itibar bilmiş , elini sallasan tanıdığın birini görüpte yadırganırım korkusuyla büyümüşken ; çetelerin , sigara içmeyi maharet bilenlerin , sağcı ve solcuların , kimlik milliyetçilerinin , markaların  kısacası tanımadığım gençliğin içine düşmüştüm.Günlerce ağladım ben okula gitmeyeceğim diye.Garip anam çilekeş anam çok uğraştı benle.Taaa ki Tuba ve Zeynep benim elimden tutupta şehri bana öğretene kadar.

      Evet biz üç kişiydik.Yusuf Hayaloğu'nun şiirindeki gibi.Zeynep , Tuba ve ben.O kadar hakları varki üstümde ne yapsam ödeyemem.Hala görüşürüz.Birimiz Kanada'da birimiz Urfa'da ben buralarda işte.Ama öyle dostlukki bu gerçekten tarifi imkansız.İlk göz ağrısı gibi.Üniversitede bile beraberdik Tubayla.Şimdi herkes kendi yolunda.

     Bu benim ikinci gurbetim.Gurbeti ben memleketten uzak yer saymıyorum.Yokluk benim için gurbet.Fiziki yokluğun dışında manevi tatminsizlik.Evet biz bu gurbete de üç kişi başladık.Yine Zeynep  , yine Tuba ve yine ben.Tesadüf bu işte.Hayatımın dönüm noktalarında hep aynı isimler.Hayatıma anlam katan , hayatımı paylaşan ve en önemlisi bende yer kaplayan.Şimdi Zeynep kurtardı kendini buralardan , biz kaldık Tubayla.

    Tuba içindir bu yazı.Doğum günü süprizi beklemiş benden.Çıtlatmıştım ona hediye blog yazısı diye.Baktım hevesle bekler Tubayı anlatacağım size bu sefer...

    Daha bilmem kaçında.Hesabıma göre ben üniversitedeyken o ortaokula gidiyormuş.İşte gurbet sizi çocuklarla arkadaş olmak zorunda bırakıyor.O da Van'dan sonra düşmüş buralara.İkimizde doğu görmüşüz , yokluk görmüşüz , küçük yerde büyümüşüz...Çok ortak yönümüz ama  farklı bakışımız da var zamana.

   En başında dedim ya gurbetin arkadaşlığı başkadır.Aile oluverirsin.Onu hayatının bir parçası olarak taşırsın.Kardeşin olmuş , komşun olmuş , arkadaşın olmuş...farketmez.Çünkü sığınmak zorundasındır.Her ne kadar evli çocuklu olursan ol.İhtiyaçtır paylaşmak.İşte Tuba bana dört senedir yoldaş.İlk gördüğümde yeni atanmış tanımıyorum bile geçmiş olsuna gelmişti.Komşum oldu sonra.Ben o aralar hayatımın şokunu yaşamış sorunlu bir dönemdeyim.Canlarım sağolsun hep yanımdaydılar.

   Hayatımda tanıdığım ve büyük ihtimallede tanıyacağım en iyi niyetli insan.Bir günde birini çekiştir , bişeyden şikayet et.Yok!Hep başkalarının yanlışını bişeye bağlar , affeder hatta düşünmez bile.Yaşı küçük ama çok şey öğrendim ondan.Ben öyle çekilir olmuyorum çoğu zaman.Karışıp duruyorum herşeyine.Hiç ses etmez garibim öyle idare eder beni işte.


   Organik şifacıdır kendisi.İlaca karşı beslemede titiz.Mesela Boranın kakasında bişeylermi  farkettim.Ararım hemen Tuba bi gelsene bu ne anlamadım diye.Bakar inceler neticeyi sunar gider.Bu arada 2 ay arayla doğum yaptık.Gebelik süresince beraberdik.Ayyy ne günlerdi.Konuşur dururduk,doğum hamilelik bilmem ne.Millet kaçardı bizden.Söylemeden edemeyeceğim hamileyken ben sınıfta , Tubada öğretmenler odasındaki koltukta uyuyakalmıştık.Şimdi kız oğlumun , kendi de benim vazgeçilmezim.


  Yerinde duramayan , meraklı , dikkatli , tıka basa yiyipte kilo almayan , yeni yeni çöpçatanlığa soyunan , kelime literatürü enteresan , en meşhur ilaçları ıhlamur ve sirke olan , hastalandığımda oğluma bakan , bana kardeş oğluma teyze , sırdaşım , eğlencem , ağlama duvarım Tuba.İyiki doğdun.Bu basittir ama içten söylüyorum iyiki varsın , iyiki tanımışım seni.Umarım bu sene beraber gideriz , arkanda komazsın Zeynep gibi...

  ve umarım sizin hayatınızda da bir Tuba vardır...............................

 

2 yorum: